Bu Blogda Ara

dava etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dava etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Nisan 2021 Çarşamba

MARKA HAKKINA TECAVÜZ DOSYALARINDA UZLAŞTIRMA

 FİKRİ VE SINAİ HAKLARA İLİŞKİN DOSYALAR




■Fikri ve Sınai Haklara ilişkin dosyalardır.  4-5 veya 11 'e kadar  taraf sayısı  çıkabilir.

■Öncelikle dosyayı dikkatlice inceleyin,  çoğunlukla teklif aşamasında ret ile sonuçlanan olumsuz dosyalar olmasına karşın, bazı durumlarda tutanaklar incelendiğinde anlaşmaya yanaşan taraf markalar olabilir.  En azından kısmı uzlaştırma yapabilirsiniz.

■Teklif formu düzenlerken, her bir marka için ayrı teklif formu hazırlanır. Bu tür dosyalarda tüzel kişiler ( şirketler) tarafı,  olarak avukatlardır muhatabımız

■Teklif formu imzalamadan önce, mutlaka her markaya ait, avukatın vekaletnamesinde  " uzlastirma " yetkisi olup olmadığını inceleyiniz. Olmayan tarafı uzlaştırma sürecinden çıkarınız.  Rapor eklerinize mutlaka vekaletnameleri ilave ediniz.

■Raporu düzenlerken süreci, şirketler adına uzlastirma yetkisi olan ve teklif formunu olumlu imzalayan avukatla yürüteceksiniz.

■ Teklif formları tümü olumsuz ise, üst yazı ile raporunuzu teslim etmeniz gerekir.  Kısmi uzlaştırma var ise, sadece uzlaştırmaya dahil olanlar ile süreç yürütülür. Diğerlerinin durumu raporda belirtilir.

■ Marka  dosyalarına ilişkin örnek teklif formu ve uzlaştırma raporunu aşağıda inceleyebilirsiniz.












UZLAŞTIRMACI-SERKAN HORUZ

18 Nisan 2021 Pazar

TARAFLARIN ÖLÜMÜ DURUMUNDA UZLAŞTIRMA SÜRECİ

 ■Uzlaştırma sürecinde SORUŞTURMA ve KOVUŞTURMA aşamalarında tarafların ölümü durumunda uzlaştırma farklı prosedürlere tâbidir.



●☆●SORUŞTURMA AŞAMASINDA TARAFIN ÖLÜMÜ: 

◇  Müşteki,  Mağdur , suçtan zarar gören tarafın ölümü durumunda uzlaştırma işlemleri sonlandırılır.

Uzlaştırma sürecinde hukuki terimler için aşağıdaki linke girebilirsiniz:

https://serkanhoruz.blogspot.com/2021/03/uzlastirma-sureci-terimleri-taraflarin.html

DİKKAT: UZLAŞTIRMACI, tarafın öldüğünü tespit ettiğinde, 1. Derece yakınlarından tarafın resmi/onaylı  " ÖLÜM BELGESİ" sinin bir örneğini  alarak dosyasına ekler ve  üst yazı ile dosyasını iade eder.

Üst yazı ile iade:

https://serkanhoruz.blogspot.com/2021/02/teklif-asamasinda-ret-ve-ust-yazi-ornegi.html

◇ SORUŞTURMA aşamasında, vefat eden tarafın sıfatı Şüpheli ise, uzlastırmacı durumu tespit edip, üst yazı ile  dosyasını iade eder.  Bundan sonraki aşamada Cumhuriyet Savcısı tarafından uzlaştırma işlemleri sonlandırılarak Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verir.


☆●☆ KOVUŞTURMA  ( MAHKEME) AŞAMASINDA TARAFIN ÖLÜMÜ 

◇ Ölen taraf, katılan olmuş ise, mirasçılar ile uzlaşma süreci yürütülür.  Ölen taraf katılan olmamışsa mirasçıları katılan olamaz. Ve  uzlaştırma sürei sonlandırılır.

◇ Kovuşturma ( Mahkeme) aşamasındaki uzlaştırma sürecinde tarafın sıfatı, Sanık ise mahkemece uzlastırma işlemleri yapılmaksızın düşme kararı verilir.

◇Sanığın vefatı durumunda  uzlaştırma işlemleri sonlandırılır. Ancak müşteki taraf  vefat eden şüpheli/sanığın mirasçıları aleyhine (miras red edilmemiş ise ) Hukuk Mahkemesinde tazminat talepleri için dava açabilirler.

UZLAŞTIRMA SÜRECİNDE TARAFLARIN ÖLÜMÜ DURUMLARINA İLİŞKİN YARGI KARARLARI:


T.C YARGITAY
4.Ceza Dairesi
Esas: 2017/ 18692
Karar: 2017 / 26604
Karar Tarihi: 30.11.2017
İlgili Maddeler: TCK106, CMK 253
İlgili Kavramlar: 
Tehdit, Uzlaşma, Katılma, Mirasçılar

6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin (b) bendine eklenen 3. alt bendi ile 5237 sayılı Kanun’un 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı anlaşılmış ise de, anılan Kanun’un 253/6. maddesindeki “Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır.” hükmü karşısında, dosyadaki mevcut nüfus kayıt örneğine göre 29/11/2012 tarihinde vefat ettiği anlaşılan mağdur …’ya uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı gibi mağdurun soruşturma ve kovuşturma aşamalarında şikayetçi olmadığını beyan ettiği gözetildiğinde, davaya katılma hakkı bulunmayan mağdurun yasal mirasçılarının da mağdurun haklarını takip etmek üzere davaya katılamayacakları ve uzlaşma hükümlerinin müştekinin yasal mirasçıları ile sanık arasında yapılamayacağı gözetilmeden, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

I-Olay: Tehdit suçundan sanık …’nun mahkumiyetine dair Mustafakemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesinin 13/01/2011 tarihli ve 2010/261 esas, 2011/23 sayılı kararının Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 14/05/2015 tarihli ve 2013/13536 esas, 2015/29049 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip kararın infazı aşamasında, 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilamdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle uyarlama kararı verilmesi ve infazın durdurulması talebinde bulunulması üzerine, infazın durdurulmasına ilişkin Mustafakemalpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/12/2016 tarihli ve 2010/51 esas, 2011/31 sayılı ek kararını müteakip, uzlaşma bürosunca mağdurun ölmesi nedeniyle uzlaşma sağlanamadığı gerekçesiyle dosyanın iade edilmesi üzerine,

Mustafakemalpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/04/2017 tarihli ve 2010/51 esas, 2011/31 sayılı ek kararıyla infazın kaldığı yerden devamına karar verildiği, bu karara itiraz edilmesi üzerine, mercii Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/05/2017 tarihli ve 2017/602 Değişik İş sayılı kararıyla anılan ek kararın kaldırılmasına karar verildiği ve itirazın kabulüne dair anılan kararın; “6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin (b) bendine eklenen 3. alt bendi ile 5237 sayılı Kanun’un 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı anlaşılmış ise de, anılan Kanun’un 253/6. maddesindeki ” Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır.” hükmü karşısında, dosyadaki mevcut nüfus kayıt örneğine göre 29/11/2012 tarihinde vefat ettiği anlaşılan mağdur …’ya uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı gibi mağdurun soruşturma ve kovuşturma aşamalarında şikayetçi olmadığını beyan ettiği gözetildiğinde, davaya katılma hakkı bulunmayan mağdurun yasal mirasçılarının da mağdurun haklarını takip etmek üzere davaya katılamayacakları ve uzlaşma hükümlerinin müştekinin yasal mirasçıları ile sanık arasında yapılamayacağı gözetilmeden, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediği” gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.

İncelenen dosyada mağdur … yargılama sırasında şikayetçi olmamış ve bu nedenle de katılan sıfatını almamıştır. Mağdur 29/11/2012 tarihinde vefat etmiştir.

Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;

Uzlaşma, şikayet hakkı ve davaya katılma hakkı gibi kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Bu haklar sadece suçtan zarar gören kişi tarafından kullanılabilir. Bu hakların, mal varlığına ilişkin haklardan olmaması nedeniyle mirasçılara geçmesi ya da başkasına devredilmesi mümkün değildir. Kanun koyucunun, suçtan zarar gören kişi dışındakiler tarafından bu hakların kullanılabileceğini düzenlediği durumlarda, bu hakların kanunda belirtilen kişilere geçmesi mümkün olacaktır. Örneğin kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olan şikayet hakkı ile ilgili olarak hakaret suçu yönünden, TCK’nın 131. maddesinin ikinci fıkrasında mağdurun, şikayet etmeden önce ölmesi halinde ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikayette bulunulabileceği, yine kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olan katılma hakkı ile ilgili olarak da CMK’nın 243. maddesinde katılan ölürse katılmanın hükümsüz kalacağı ancak mirasçılarının, katılanın haklarını takip etmek üzere davaya katılabilecekleri belirtilmiştir. Uzlaşma hakkı da ancak kanuni düzenleme olması halinde mirasçılara geçebilecektir.

CMK’nın 243. maddesindeki düzenlemeden kanun koyucunun, katılanın ölmesi durumunda mirasçılarının, davaya katılanın haklarını takip etmek üzere katılmasını murad ettiği anlaşılmaktadır. Mirasçılar, miras bırakanın davaya katılmış olması koşuluyla miras bırakanın haklarını takip edebileceklerdir. Davaya katılmayan ve daha sonra ölen mağdurun mirasçılarına davaya katılma hakkı tanınmadığı nazara alındığında bu mirasçıların, ölen mağdurun haklarını takip etmeleri de mümkün değildir. Ayrıca somut olayda; CMK’nın 253/6. maddesinde başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturmanın sonuçlandırılacağı şeklindeki düzenleme ve mağdurun kovuşturma aşamasında şikayetçi olmadığını beyan ettiği gözetildiğinde, davaya katılma hakkı bulunmayan mağdurun yasal mirasçılarının da mağdurun haklarını takip etmek üzere davaya katılamayacakları ve uzlaşma hükümlerinin mağdurun yasal mirasçıları ile sanık arasında yapılamayacağı anlaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, mağdur …’nın davaya katılmaması karşısında, mirasçılarıyla sanık arasında uzlaştırma yapılması kanunen mümkün değildir. Uzlaştırma bürosunca mağdurun ölmesi nedeniyle uzlaşma sağlanamadığı gerekçesiyle dosyanın iade edilmesi üzerine, infazın kaldığı yerden devamına ilişkin Mustafakemalpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/04/2017 tarihli ve 2010/51 esas, 2011/31 karar sayılı ek kararına yapılan itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, itirazın kabulüyle anılan ek kararın kaldırılmasına ilişkin mercii Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/05/2017 tarihli ve 2017/602 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.

II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:

Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında şikayetçi olmadığını beyan eden mağdurun ölmesi durumunda uzlaştırma yapılıp yapılamayacağının belirlenmesine ilişkindir.

III- Hukuksal Değerlendirme:

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/10/2007 tarihli ve 2007/4-200 esas, 2007/219 sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun’un 7/2. maddesindeki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” şeklinde ve kesinleşen hükümlerde de uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş,  aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendine mevcut (2) ve (3) numaralı alt bentlerden sonra gelmek üzere (3), (5) ve (6) numaralı alt bentler eklenmiştir. Bu bentlere göre, tehdit (madde 106, birinci fıkra), hırsızlık (madde 141), dolandırıcılık (madde 157) suçları uzlaşma kapsamına alınmıştır.

Aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile “ibaresi madde metninden çıkarılmış, aynı fıkranın ikinci cümlesinde yer alan “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz” şeklindeki düzenlemede bir değişiklik yapılmamıştır.

Uzlaştırma CMK’nın 253. maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254/1. maddesinde” Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usule göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir.” denilmiştir.

CMK’nın 253/6. maddesinde “Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır. ” biçiminde düzenleme yapılmıştır.

Yine CMK’nın 253. maddesinin yirmi beşinci fıkrasında; Uzlaştırmacıların nitelikleri, eğitimi, sınavı, görev ve sorumlulukları, denetimi, eğitim verecek kişi, kurum ve kuruluşların nitelikleri ve denetimleri ile uzlaştırmacı sicili, uzlaştırmacılar ve eğitim kurumlarının listelerinin düzenlenmesi, Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde kurulan uzlaştırma bürolarının çalışma usul ve esasları, uzlaştırma teklifi ile müzakere usulü, uzlaştırma anlaşması ve raporda yer alacak konular ile uygulamaya dair diğer hususlara ilişkin usul ve esasların, Adalet Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.

5271 sayılı CMK’nın 243. maddesinde “Katılan, vazgeçerse veya ölürse katılma hükümsüz kalır. Mirasçılar, katılanın haklarını takip etmek üzere davaya katılabilirler. ” şeklindeki düzenlemeye yer verilmiştir.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 2016/11883 E.-2017/4062 K. Sayılı ve 12.04.2017 tarihli kararında; Yargıtay bozma kararına uyulmasına rağmen, bozma gereği olan uzlaştırma işleminin CMK.nun 253. maddesindeki usule uygun yerine getirilmediği katılan Yaşar Kaya’nın 30.10.2014 tarihinde vefat etmesi sebebiyle katılanın mirasçılarıyla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaşma girişiminde bulunulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedeni yapılmıştır.

İncelenen dosyada mağdur … yargılama sırasında şikayetçi olmamış ve bu nedenle de katılan sıfatını almamıştır. Mağdur 29/11/2012 tarihinde vefat etmiştir.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;

Uzlaşma, şikayet hakkı ve davaya katılma hakkı gibi kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Bu haklar sadece suçtan zarar gören kişi tarafından kullanılabilir. Bu hakların, mal varlığına ilişkin haklardan olmaması nedeniyle mirasçılara geçmesi ya da başkasına devredilmesi mümkün değildir. Kanun koyucunun, suçtan zarar gören kişi dışındakiler tarafından bu hakların kullanılabileceğini düzenlediği durumlarda, bu hakların kanunda belirtilen kişilere geçmesi mümkün olacaktır. Örneğin kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olan şikayet hakkı ile ilgili olarak hakaret suçu yönünden, TCK’nın 131. maddesinin ikinci fıkrasında mağdurun, şikayet etmeden önce ölmesi halinde ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikayette bulunulabileceği, yine kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olan katılma hakkı ile ilgili olarak da CMK’nın 243. maddesinde katılan ölürse katılmanın hükümsüz kalacağı ancak mirasçılarının, katılanın haklarını takip etmek üzere davaya katılabilecekleri belirtilmiştir. Uzlaşma hakkı da ancak kanuni düzenleme olması halinde mirasçılara geçebilecektir.

CMK’nın 243. maddesindeki düzenlemeden kanun koyucunun, katılanın ölmesi durumunda mirasçılarının, davaya katılanın haklarını takip etmek üzere katılmasını murad ettiği anlaşılmaktadır. Mirasçılar, miras bırakanın davaya katılmış olması koşuluyla miras bırakanın haklarını takip edebileceklerdir. Davaya katılmayan ve daha sonra ölen mağdurun mirasçılarına davaya katılma hakkı tanınmadığı nazara alındığında bu mirasçıların, ölen mağdurun haklarını takip etmeleri de mümkün değildir. Ayrıca somut olayda; CMK’nın 253/6. maddesinde başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanuni temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturmanın sonuçlandırılacağı şeklindeki düzenleme ve mağdurun kovuşturma aşamasında şikayetçi olmadığını beyan ettiği gözetildiğinde, davaya katılma hakkı bulunmayan mağdurun yasal mirasçılarının da mağdurun haklarını takip etmek üzere davaya katılamayacakları ve uzlaşma hükümlerinin mağdurun yasal mirasçıları ile sanık arasında yapılamayacağı anlaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, mağdur …’nın davaya katılmaması karşısında, mirasçılarıyla sanık arasında uzlaştırma yapılması kanunen mümkün değildir. Uzlaştırma bürosunca mağdurun ölmesi nedeniyle uzlaşma sağlanamadığı gerekçesiyle dosyanın iade edilmesi üzerine, infazın kaldığı yerden devamına ilişkin Mustafakemalpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/04/2017 tarihli ve 2010/51 esas, 2011/31 karar sayılı ek kararına yapılan itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, itirazın kabulüyle anılan ek kararın kaldırılmasına ilişkin mercii Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/05/2017 tarihli ve 2017/602 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.

IV- Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle,

Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden mercii Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/05/2017 tarihli ve 2017/602 Değişik İş sayı ile verilip kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre, sonraki işlemlerin, CMK’nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 30.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


KATILANIN ÖLMESİ DURUMUNDA UZLAŞMA TEKLİFİ TÜM MİRASÇILARI TARAFINDAN KABUL EDİLMELİDİR.

4. Ceza Dairesi         2022/12033 E.  ,  2022/20638 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit

KARAR
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca tebligatın, öncelikle muhatabın beyan ettiği en son adrese MERNİS şerhi olmadan yapılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre MERNİS şerhi bulunan tebligatın bu adrese yapılmasında zorunluluk bulunduğu, buna karşın sanık ...'in son beyan ettiği adresine çıkarılan uzlaşma teklifinin muhatabın taşındığı gerekçesiyle merciine iade edilmesinin üzerine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca tamamlanmaması ve katılan ...'ün 31/01/2016 tarihinde öldüğü, yasal mirasçılarından eşi ...'ün uzlaşma teklifini kabul ettiği ancak diğer yasal mirasçılarına uzlaştırma teklifinin yapılmadığının anlaşılması karşısında, 15 yaşını ikmal eden diğer yasal mirasçılar yönünden de CMK'nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- 17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesiyle değişik CMK'nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, CMK'ya 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14/01/2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 sayılı kararıyla "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa'nın 38. maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve CMK'nın 251/1. maddesi kapsamına giren suç yönünden; Anayasa'nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nın 7 ve CMK'nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirdiğinden, sanık ...'in temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayıp sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


DERLEYEN: SERKAN HORUZ

serkanhoruz.blogspot.com


Kaynak: Izmır Uzlaştırma Bürosu Savcısı, Mustafa YAĞIZ,  facebook sayfası Uzlaştırma 2018 sayfasından faydalanılmıştır.


22 Mart 2021 Pazartesi

VERGİ İADESİ/UZLAŞTIRMA  SARF GİDERLERİ  NEDİR? TAKDİRİ NASIL YAPILIR?


Uzlastırmacıların ikametgahları dışında il merkezine uzak ilçelerden de uzlaştırma dosyaları gelebilmektedir. Bu durum UZLAŞTIRMACILARIN yol/yemek/kırtasiye gibi bir takım  zorunlu masraflar yapmalarına neden olmaktadır.  Peki bu zorunlu giderler ödenir mi? Ya da hangi masraflar ödenir?


■Uzlaştırmacıların özellikle ilçelerden gelen uzlaştırma dosyaları için  yol/yemek/kırtasiye vb. bir takım  masrafları olabilmektedir. Bu tür zorunlu giderler sarf giderleri olarak adlandırılır. Konu ile ilgili istem ve taleplere yönelik,

 ☆☆Uzlaştırmacı yol giderlerinin ödenmesine dair Ceza İşleri Genel Müdürlüğü yazısı şöyledir:☆☆☆



Kaynak: Uzlaştırma-2018 isimli Facebook sayfasından alıntıdır.



■  Yukarıdaki yazıya göre uzlaştırmacıların,  sarf giderlerinden  ikametgahı dışında farklı bir yerleşim yerinden/ilçeden uzlaştırma dosyası gelmesi halinde,  il-ilçe  arası mutat ulaşım ( belediye otobusu/dolmus/metro vs) gideri sarf gideri olarak talep edilmesi durumunda verilmektedir.


UZLAŞTIRMACI masraf ( sarf) dilekçe örneği



■ Uzlaştırmacılar kendi araçları ile gitseler bile mutat ulaşım gideri verilir. Ulaşım gideri dışındaki sarf gider tutar takdiri tamamen savcınızın insiyatifindedir.

■Uzlaştırmacı tarafından zorunlu yol giderleri dahil olmak üzere yapılan masraflar ilgili yıl ''Uzlaştırmacı Asgari Ücret Tarifesi'' nin 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinde belirlenen miktarın alt sınırını geçmeyecek şekilde ödenebilmesi mümkünken birçok adliye savcınız ya hiç ödeme yapmamakta veya, sadece belediye, halk otobüsü  vs. Mutad araç bilet parasını vermektedir.

☆●☆●☆ÖNERİ☆●☆●☆

 ●♤●Öncelikle, uzlaştırma ücretleri ve bu konu özelinde sarf giderleri belli bir aralıkta ya da savcının insiyatifinde  değil, sabit bir tutarda olmalıdır.  Aynı emeği verip, farklı adliyelerde farklı ücretlendirme,  adaletsizliktir. ( uzlastırmacının emeği farklılık gösteriyorsa, edimli/edimsiz vs. Bunlardan dolayı ücretlendirmenin kriterleri belli olmalıdır). Oysa özellikle uzak ilçelerden gelen dosya ücretleri  il merkezine göre  % 25 artırımlı belirlenebilir. 


●♤● Uzlaştırma sürecinde, uzak ilçelere  gidiliyor ve  o gün, oralarda taraflarla geçirililebiliyor. Gidis-geliş,  yemek, bazen internet cafe ve çıktı alma vb kırtasiye masrafları oluyor. Dosyanızı teslim ettiğinizde bir bakıyorsunuz ki, en alt tarifeden, ve hiçbir masrafınız karşılanmıyor. Üstelik kaç ay sonra ücretin yatacağı da belli değil. Cebinizden harcama yapıyorsunuz.

Tamam, Uzlaştırma gönül işidir. Fakat bu mağduriyet niye yaşatılıyor? Aramızda maddi imkanı olan var, olamayan var. Ve hiçbir geliri olmayan işsiz uzlaştırmacılar da var.

Tüm bunların dikkate alınarak: Uzlaştırma ücretinin sabit bir tutar olması, her yıl başında İl Başsavcılıklarınca  o ildeki  ilçelere gidiliyorsa, yol/kirtasiye/yemek vb. Zaruri giderler için, makul bir sarf bedelinin belirlenmesi ve bu bedelin talebe gerek kalmadan uzlaştırma ücretlerine eklenmiş olarak verilmesi ve bunun da her yıl başında açıklanması mağduriyeti giderecektir.

■ 2022 Yılı itibari ile UZLAŞTIRMACI ücretlerinde vergi istisnası var mıdır?



Konu ile ilgili TEMMUZ 2022 VERGİ DAİRESİ GÖRÜŞÜ: Serbest meslek ve emeklilerin vergi indiriminden yararlanacağı yönündedir:


















Öncelikle, Memur vb ücretli çalışanlar bu istisna söz konusu değil, fakat herhangi bir geliri olmayanlar icin aşağıdaki limitler dahilinde bir vergi istisnası söz konusu





Ombudsman kararı






NOT: UZLASTIRMA SÜRECI İCERİSİNDE KARSILAŞTIĞINIZ PROBLEMLERİ AŞAĞIDAKİ E-MAİL adresinden bakanlığa ulastırabilirsiniz

ab100894@adalet.gov.tr

HAZIRLAYAN: SERKAN HORUZ 


16 Mart 2021 Salı

UZLAŞTIRMA SÜRECİ TERİMLERİ/ TARAFLARIN SIFATLARI:

 


■TARAF:  Hukuki anlamda dosyaya konu olaya karışan, şikayet eden ve şikayet edilen tüm kimseler/herkes anlamına gelmektedir.

■ ŞÜPHELİ: Kolluk ( Karakol)  ve savcılık evresinde,  suç şüphesi ( suçu işlediği iddia olunan)  altındaki kişilere denir.

■ SANIK: Kovuşturma ( mahkeme) evresinde suç işlediği iddia olunan/yargılanan kimsedir.


●☆● DİKKAT●☆●  " ŞÜPHELİ"  sıfatı soruşturma evresinde , " SANIK" sıfatının ise kovuşturma evresine ait  hukuki terimler olduğuna dikkat ediniz.

■ MÜŞTEKİ: Herhangi bir suçtan dolayı zarar gören, şikayette bulunan gerçek ve tüzel kişidir.

■ KATILAN: Müşteki, yargılama aşamasında davaya katılmak istediğini beyan ederse müdahil (katılan) sıfatını alır.

■ MÜŞTEKİ ŞÜPHELİ: Soruşturma  aşamasında hem suç isnadı ( suç işledigi iddia olunan) altında olup hem de suçun mağduru sıfatıyla şikayetçi olan kişidir.

☆☆ Aynı kişi, yargılama aşamasında mahkemede davaya müdahil olmazsa “müşteki sanık”, davaya müdahil olursa “müdahil (katılan) sanık” sıfatıyla anılır.


■ MÜŞTEKİ SANIK:  Kovuşturma/Mahkeme aşamasında, hakkında suç işlediği iddia olunan/herhangi bir suç dolayısı ile mahkeme karşısına çıkarılan  tarafın kendisinin de, karşı taraf aleyhinde şikayetçi olduğu durumda kullanılan sıfattır.

☆☆☆ Suçun hem mağduru hem de şüphelisi veya sanığı olan kişi, şikayetçi olmazsa soruşturmada “mağdur şüpheli”,  Kovusturma/mahkemede  “mağdur sanık” sıfatı

■  SANIK MÜDAFİ: Ceza davasında sanığın savunmasını üstlenen/yapan avukattır.

■ Vekil: Suçtan zarar görenin avukatlığını üstlenen/yapan avukattır.

■ KANUNİ TEMSİLCİ: Temsil ettiği gerçek/tüzel kişinin şahsında doğan maddi ve şekli ödevlerin yerine getirilmesinden kanun gereği sorumlu tutulan fiil ehliyetine sahip kişidir.

☆☆☆Uzlaştırma dosyalarında 18 ( On Sekiz) yaşından gün almamış taraflar  (SSÇ)/Kısıtlı/hükümlü yerine hukuki işlemleri yürüten temsil eden kimseler olarak karşımıza çıkar.

UZLAŞTIRMACI SERKAN HORUZ 

10 Şubat 2021 Çarşamba

UZLAŞTIRMA KAPSAMINA GİREN SUÇ LİSTESİ

Hangi suçlar uzlaştırma kapsamına girer?

● Soruşturma veya kovuşturma  aşamasında ŞİKAYETE TABİ SUÇLAR , uzlaştırma kapsamındadır. ( CMK mad. 253 / 1-a)

Şikayete tabi suçlar dışında , özel kanunlarında uzlaştırmaya gidelebileceğine dair hüküm bulunan suçlar ( CMK: 253/2)

İSTİSTİNALAR:

■ Soruşması ve kavuşturulması şikayete bağlı olsa dahi, CİNSEL DOKUNULMAZLIĞA KARŞI İŞLENEN SUÇLAR UZLAŞTIRMA KAPSAMINDA DEĞİLDİR.

■ Uzlaştırma kapsamına giren bir suç, uzlaşma kapsamına girmeyen bir başka suç ile işlenmiş ise, UZLAŞMA HÜKÜMLERİ UYGULANMAZ.

Suçun birden fazla faili varsa; aralarında iştirak ilişkisi olsun veya olmasın, ancak uzlaşan kişi uzlaşma hükümlerinden yararlanır.

Suçun birden fazla mağduru varsa; ŞÜPHELİ veya SANIK tüm mağdurlarla uzlaşmak zorundadır. Şüpheli veya sanık tüm mağdurlarla uzlaşmaz ise uzlaştırma hükümlerinden yararlanamaz


Uzlaştırma Kapsamındaki Suçlarla İlgili 2022 Değişiklikleri




➡️ TCK m. 86/2 - Kasten Yaralama


■Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle:12/5/2022-7406/3 md.) Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı altı aydan az olamaz.


➡️ TCK m. 106/1 - Tehdit


■Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle:12/5/2022-7406/6 md.) Bu suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.


➡️ TCK m. 123/A - Israrlı Takip Suçu

■ (Ek:12/5/2022-7406/8 md.)
(1) Israrlı bir şekilde; fıziken takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olan faile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Suçun;

a) Çocuğa ya da ayrılık kararı verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi,

b) Mağdurun okulunu, iş yerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması,

c) Hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi,
hâlinde faile bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

(3) Bu maddede düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/07/20220723-11.htm



UZLAŞTIRMA KAPSAMINDA YER ALAN SUÇ LİSTESİ

http://alternatifcozumler.adalet.gov.tr/OrtaDetay/uzlastirma-kapsamina-giren-suc-listesi









HAZIRLAYAN: SERKAN HORUZ 

6 Şubat 2021 Cumartesi

Sanık Uzlaşmadan Sonra Ödenen Para Cezasını Geri Alabilir mi?


YARGI  KARARLARI:

Kovuşturma ( mahkeme) Uzlaştırma dosyalarında ödenen para cezası geri  alınabilir mi?


■İnfaz edilmiş  kovuşturma ( mahkeme) dosyalarında  sanık ödenen para cezasını uzlaşmadan sonra geri alabilir mi?

■Aşağıdaki her iki yargı kararına göre alabilir.

Kaynak:

1-İzmir Cumhuriyet Savcısı Mustafa YAĞIZ, uzlaştırma 2018 facebook sayfası https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=1346294439084413&id=238698833177318

2- Yargıtay 18. Ceza Dairesi, Esas no: 2018/7936 Karar no: 2019/4121

3- Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Esas no: 2018/538  Karar no: 2019/2291







HAZIRLAYAN: SERKAN HORUZ 

30 Ocak 2021 Cumartesi

TRAFİK KAZASI/ TAKSİRLE YARALAMA UZLAŞTIRMA RAPORU HAZIRLAMA

 TRAFİK KAZASI/ TAKSİRLE  YARALAMA UZLAŞTIRMA RAPORU HAZIRLAMA


■Uzlaştırma dosyaları içerisinde en çok zorlanılan ve çelişki de kalınan dosyalardır.




■Trafik Kazası sonrasında vücudunda kalıcı hasar kalan veya bilirkişi raporu ile iş gücü kaybı tespit olunan tarafın, edimli veya edimsiz uzlaşması durumunda hak kaybına uğrayıp uğrayamayacağı en çok sorulan, araştırılan durumdur.


Yargıtay Kararı - 4. HD., E. 2021/3592 K. 2021/4542 T. 14.9.2021

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince verilen 21/02/2019 tarih ve 2019/İHK-20020 sayılı itirazın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü;

- K A R A R -

Davaccı vekili 27.03.2017 tarihinde müvekilinin içinde yolcu olarak bulunduğu ve davalı ... Şirketi nezdinde sigortalı aracın tek taraflı olarak yaptığı kazada, davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere şimdilik 100,00 TL geçici iş göremezlik, 5.000,00 TL sürekli İş göremezlik ve 50,00 TL geçici bakıcı gideri tazminatının davalıdan alınmasını talep ve dava etmiştir. Bilirkişi raporu doğrultusunda dava değerini 130.112,21 TL'ye yükseltmiştir.

Davalı vekili, Savcılık Kovuşturma dosyasında Uzlaştırma ile takipsizlik kararı verildiğinden davanın reddini savunmuştur.

Sigorta Tahkim Komiyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvuranın 81.157,32 TL tutarındaki tazminatının kabulü ile 17.05.2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş hükme karşı davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştır. İtiraz Hakem Heyetince İtirazın Kabulüne, ... C.Başsavcılığı’nın 2017/5689 soruşturma dosyasında Başvuru sahibi ile araç sürücüsü ...’nun 25.10.2017 tarihinde uzlaşması nedeni ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği buna göre CMK 253/19 (Uzlaştma Yönetmeliği 7/6 gereğince “Uzlaşma sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılmaz açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılacağı" hükmü uyarınca, UHK kararının kaldırılarak başvuru sahibinin başvurusunun reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, uzlaşma raporu ilam mahiyetinde olduğundan ve uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağı uzlaşma tutanağına göre uzlaşılan miktarın alınmış olduğunun anlaşılmasına göre açılan davanın reddinde isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan kararın ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 14,90 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 14/09/2021gününde Üye ...'un karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

- KARŞI OY -

Dava, trafik kazası nedeniyle sürekli işgörmezlik, geçici işgöremezlik ve bakıcı gideri istemlerine ilişkindir.


3- Bu tür dosyalarda, edimli uzlaşma sonrasında sigorta şirketi,  ödenen miktar üzerinden  sözleşmeyi kısmen veya tamamen feshedebilir. Edimli uzlaşma raporlarında  "  sigorta şirketi ve kurumlara karşı her türlü talep ve maddi manevi dava açma hakkım saklı kalmak şartı " diye belirtilse de , bu ibareye rağmen aleyhte ve lehte yargı kararları olduğundan taraflara uzlaşma durumunda hak kaybına uğrayabileceği söylenmelidir.

4- Bu bağlamda taraf sigorta şirketinden bir ödeme almış ve/veya alacak ise, sözleşme hükümlerinin incelenmesinde yarar vardır.  Zira birçok sigorta şirketi, taraf ile yapılan sözleşmeye,  bütün  "talep/tazminat ve dava açma haklarını devrettigine "dair madde koymaktadır. 


5- Böyle bir madde var  veya böyle bir madde şartı ile sigorta ödeme yapacak ise, tarafın edimli uzlaşma  durumunda  ( karşı taraftan alınan maddi manevi tazminat) sigorta şirketi mağdura ödediği tazminattan bu alınan  tutarı talep  edebilir. Ve tarafin  uzlaştırma  sürecindeki  edimli uzlaşmada  alınan maddi tutarı ödenecek/ödenmiş  tazminattan düşme ihtimali vardır. Aynı şekilde taraf dava ve her türlü hukuki tasarrufu sigorta şirketine devrettiginden edimsiz uzlaşma durumunda ise sözleşmenin feshi dahi ileri sürebilir.

Uzlaşma sağlandığı gerekçesi ile tazminat hakkı için dava açılmayacağına ilişkin yargı karari



Son dosyam taksirle yaralama - trafik kazasi- idi.


Taraflar uzlaştı. Fakat


Mağdur taraf sigorta şirketi ile  54.000 Tl karşılığında anlaşmaya varmış idi.


Sigorta sözleşmesini taraf avukatları ile inceledik. Zira manevi tazminat ya da edimsizde taraflar uzlaşacaklardı. 


Lâkin, yapilan anlaşma metninde, anlaşma durumunda mağdur tarafın, her türlü,  anlaşma, dava açma ve talep hakkını bütünü ile sigorta şirketine devrettiği,  aksı tutum ve anlaşma durumunda söz konusu sözleşmenin kısmen ve/veya tamamen feshedilecegi maddesi gereği olumsuz uzlaşma raporu düzenledim.


Taraf avukatları ile birlikte  sigorta avukatı ile birçok kez görüştük maalesef yapacak birşey yok. Uzlaşma sağlanırsa hak kaybına uğrama riski vardi. Be sigorta şirketi ilgili maddeyi göstererek uzlaşma sağlanamayacağını aksi takdirde sigorta şirketi tarafından ödenen tutarın kısmen veya tamamen feshedilebilecegini söyledi.


Sonuç olarak daha onceden" sigortaya karşı talep ve dava açma hakkım saklı kalmak şartı" ile uzlaşma sağlanıyordu ( burada da çekişli yargı kararları var . Alehte ve lehte)  Fakat daha önce anlaşma varsa sözleşmeyi iyi inceleyin veya uzlaşmadan sonra sigorta şirketi ile sözleşme yapılacaksa sözleşme metninde  maddi/manevi talep/dava açma vs. Haklarına ilişkin madde olup olmağı ya da tarafı bağlayıcılığı incelenmelidir.


Ve tarafa da hak kaybına uğrama riski  olduğu hatorlatilmalidir. Buna rağmen uzlaşırsa sorumluluğunuz olmaz.


TRAFİK KAZALARI İLE İLGİLİ YARGI KARARLARI:


İZMİR Uzlaştırma Bürosu  Savcısı Sayın Musfa YAĞIZ'ın Facebook sayfasından  aktarılmıştır:


".......Bazı sigorta şirketleri trafik kazası sonucu yaralanma ve neticesinde uzlaşma ile sonuçlanan dosyalara ilişkin başvuruları, uzlaşmayı gerekçe gösterip kötü niyetli olarak uzlaşmanın feragat niteliğinde olduğunu ve hak talep edilemeyeceğini beyanla reddetmektedir. Bu konu hakkında çeşitli tartışmalar, yorumlar olduğu aşikar ancak Yargıtay'ın ve Antalya Bölge İdare Mahkemesi'nin bazı kararları ile bu konuya açıklık getirildiği görülmektedir. Bu kararlar üzerinden yorumlayacak olursak, bu tarz durumlarda Uzlaştırma Raporu'nun özenle düzenlenmesi gerekmektedir.


Yargıtay ve Antalya Bölge İdare Mahkemesi Kararları


Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 2015/17658 Esas ve 2017/190 Karar sayılı kararında özetle; "Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:yaya ..., annesi ... ve babası ...’ın sigortalı işleten ... ve sürücü ... aleyhine açmış oldukları maddi ve manevi tazminat davasından feragat etmek şartıyla ve zorunlu trafik sigorta şirketinden talep edilebilecek maddi tazminat hakları saklı tutulmak suretiyle davacı mağdur yaya ..., annesi ..., babası ..., sigortalı işleten ... ve sürücü sanık Emrah 30.000 TL karşılığında uzlaşmış, ceza davasında taksirle yaralama suçundan uzlaşma nedeniyle davanın düşürülmesine, hukuk davasında feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. İşbu dava 25/12/2013 tarihinde mağdur yaya ... tarafından bakıcı (tedavi) gideri talepli olarak kazaya karışan aracın zorunlu trafik sigortacısına karşı açılmıştır. Her ne kadar mahkemece davacının dava dışı işleteni ibra etmesi karşısında, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen davalı ... şirketi hakkında da dava açılamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, 21.04.2009 tarihli uzlaşma protokolüne göre davacı ... ile anne ve babasının sigortalı işletenden ve sürücüden 30.000 TL tahsil ettiği, aynı protokol ile davacının sigortalı işletenin zorunlu trafik sigortacısına dava açma hakkını saklı tuttuğu görülmektedir. Bu durumda davacının zararının tamamen giderildiği düşünülemez. Davacının zararı tamamen giderilerek kaza nedeniyle bir ibralaşma yapılmadığından ve yapılan anlaşma sigorta şirketinin işletene rücu olmadığı için sigorta şirketinin durumunu ağırlaştırmaması nedeniyle ancak ödeme miktarı kadar sigorta şirketini sorumluluktan kurtaracağından, zarar görenin bakiye zararını sigorta şirketinden talep edebileceği anlaşıldığından, mahkemece taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir." şeklinde belirtilmiştir.


Yani bu olayda, mağdur taraf, diğer taraftan 30.000 TL ödeme almak karşılığında uzlaşmış ancak Uzlaştırma Raporu'na (kararda protokol diye geçmiş) göre davacı ile anne ve babasının zorunlu trafik sigortacısına dava açma hakkını saklı tuttuğu anlaşılmaktadır. Aynı şekilde sanık taraflara (sürücü ve işleten) yönelik maddi ve manevi tazminat davasından feragat ettiklerine de Uzlaştırma Raporu'nda yer verilmiştir.


Antalya Bölge İdare Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'nin 2017/1440 Esas ve 2018/53 Karar sayılı kararında özetle; Uzlaşma teklif formunun matbu bir evrak olduğu, içerisinde yazılı maddelerde "Uzlaşmanın sağlanması hâlinde mağdur, soruşturma/kovuşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açamaz, açılmış bir dava varsa feragat etmiş sayılır." hükmü bulunsa da bu maddenin teklif formunda yer almasının kişiye uzlaşmanın mahiyeti, uzlaşmayı kabul ve reddedilmesinin hukuki sonuçları anlatıldığı anlamına gelmeyeceği, trafik kazalarının 2918 sayılı Kanuna tabi olduğu, trafik kazalarında kusuruyla kazaya sebebiyet veren yanında kusursuz sorumlu olan SİGORTA ŞİRKETLERİ VE İŞLETENLER bulunmakta olduğu, kusurlu sürücü ile uzlaşırken tereddüde yer vermeyecek şekilde sigorta şirketi ve araç işleteni sorumluluktan kurtulacağı tazminat davası açılmayacağı açıkça yer verilmesi gerektiği belirtilmiştir.


Yargıtayın kararında sonuç olarak "...30.000 TL tahsil ettiği, aynı protokol ile davacının sigortalı işletenin zorunlu trafik sigortacısına dava açma hakkını saklı tuttuğu görülmektedir. Bu durumda davacının zararının tamamen giderildiği düşünülemez. Davacının zararı tamamen giderilerek kaza nedeniyle bir ibralaşma yapılmadığından ve yapılan anlaşma sigorta şirketinin işletene rücu olmadığı için sigorta şirketinin durumunu ağırlaştırmaması nedeniyle ancak ödeme miktarı kadar sigorta şirketini sorumluluktan kurtaracağından, zarar görenin bakiye zararını sigorta şirketinden talep edebileceği" hükmüne yer vermiştir.


SONUÇ OLARAK MADDE MADDE ANLATACAK OLURSAK;


1-) Tazminat davası açılamayacağı, açılmış bir dava varsa feragat edileceği hükmü yalnızca dosyadaki tarafları ilgilendirmekle, sigorta şirketine karşı uygulanmaz.

2-) Taraflar EDİMSİZ uzlaşmışlar ise sigorta şirketine karşı tazminat davası açılabilir, sigorta şirketinden tüm zararın tazmini yapılabilir.

3-) Taraflar belirli bir ücret ödenmesi edimiyle uzlaşmışlar ise kusurlu taraftan tazmin edilen rakam miktarına göre ayrıca sigorta şirketine de tazminat davası açılabilir. Örneğin trafik sigortasından tazmin edilebilecek bedel 67.000 TL olup, taraflar kusurlu şahsın 37.000 TL ödemesi karşılığında uzlaşmışlar ise sigorta şirketinden 30.000 TL tazmin edilmek üzere dava açılabilir.


En önemli unsur bu hususların Uzlaştırma Raporu'nda çok açıklayıcı bir şekilde belirtilmesidir. Örneğin rapora; "mağdur her ne kadar şüpheliden 20.000 TL edim talep etmiş ise de (veya mağdur her ne kadar şüpheliden hiçbir edim talebinde bulunmadığını belirtmiş ise de) zorunlu trafik sigorta şirketinden talep edilebilecek maddi haklarının saklı kalması koşulu ile uzlaşmayı kabul etmiştir." şeklinde bir ibare yazılmalıdır......"


YAZIN  HAZIRLANIRKEN İZMİR UZLAŞTIRMA BÜROSU SAVCICISI SAYIN MUSTA YAĞIZ'ın UZLASTIRMA-2018  sayfasından faydalanılmıştır.



https://www.facebook.com/groups/2336639499888753/permalink/2421360084750027/

UZLAŞTIRMACI SERKAN HORUZ

EDİMLİ UZLAŞTIRMA NEDİR?

 EDİMLİ UZLAŞTIRMA:


1- Tarafların teklif formunu olumlu imzalamaları sonrası,  müzakere aşaması ve sonrasını kapsar.


2- Taraflar, müzakere aşamasında belirli bir edim, (fiil/eylem/ yapma/yapmama ) üzerine anlaşırlar.


3- Edim belirlenirken, edimin konusu :


● Genel ahlak ilkelerine aykırı olamaz.


● Konusu suç olabilecek bir eylem olamaz.


● İnsan haysiyet ve onuruna  aykırı olamaz.


ALTERNATİF ÇÖZÜMLER DAİRE BAŞKANLIĞI  UZLASTIRMA RAPOR ÖRNEKLERİ:


https://alternatifcozumler.adalet.gov.tr/OrtaDetay/uzlastirma-rapor-ornegi


Bu bağlamda  taraflar bu sınırlar dahilinde  özgür iradeleri ile  istedikleri edime karar verebilirler.


● Edim belirlenirken, özellikle  maddi edimler, ( para) kim tarafından kime karşı yerine getirileceği, edimin zamanı, miktarı kesin olarak,  hiçbir yoruma  mahal vermeden düzenlenmelidir.


● Maddi edimlerde  teslim tesellüm evrakı düzenlenerek edim gerçekleştirilebilecegi gibi çoğunlukla  uzlastırma raporunda belirtilmek şartı ile  karşı tarafın banka IBAN numarasına ödeme yapılması istenir. Ödeme taksitler halinde ise, dekont/makbuzun ilgili uzlaştırma bürosuna teslim edilen dosyaya  eklenmesi yazılmalıdır.





● Edim  yerine getirilip getirilmediginin takibini ilgili uzlaştırma bürosu ve taraf yapar. UZLAŞTIRMACI tarafların imzasını alıp raporu büroya teslim ettiğinde görevi son bulur. Bundan sonra bir sorun çıktığında,  tarafları uzlaştırma bürosuna yönlendirir.




●UZLAŞTIRMA RAPORU: İİK m. 38'de yazılı, İLAM mahiyetindeki belgelerden sayılır. Bu belge ile alacağın tahsili için İLAMLI İCRA takibi yapılabilir.







☆☆EDİMİN ÖDENMEMESİ DURUMUNDA DOĞRUDAN ICRA TAKİBİ YAPILABİLİR BU KONUDA AŞAGIDAKI YOL VE YÖNTEMLER İZLENEBİLİR:


ÖDENMEYEN MADDİ EDİMİN İCRA TAKİP SÜRECİ

 

1.     Öncelikle Uzlaştırma Raporu Savcı veya Hâkim onaylı alınmalıdır.

2.     İcra Takip Talep Formu doldurulmalı ve İcra Müdürlüğüne verilmelidir. (İcra dairesine göre uygulama değişebilir.)

3.     İcra Müdürlüğü borçluya tebliğ eder. Borçlunun, tebliğ tarihinden itibaren (7) günlük süre içinde itiraz hakkı vardır.

4.     (7) günlük süre içinde itiraz etmez ve borcunu ödemez ise Genel Haciz Talep Dilekçesi ile İcra Müdürlüğüne başvurulur.