Bu Blogda Ara

14 Şubat 2022 Pazartesi

EDİMLİ UZLAŞTIRMA/BAĞIŞ YAPMA

BAGIŞ YAPMA EDİMİ/ÖRNEK UZLAŞTIRMA RAPORLARI

 ■ Uzlaştırma sürecinde,  edimli uzlaştırma şekillerinden biri de kamuya yararlı sivil toplum örgütlerine/derneklerine bağış yaptırmadır. Bu bağlamda bağış yapmak için, Mehmetçik Vakfı/Darülşafaka/TEV/Çocuk Esirgeme Kurumları/Huzurevleri/Lösev/Ahbab Dernegi/Şehit ve Gazi Yardımcılaşma Dernekleri, MEB Okulları başta  olmak birçok alternatif mevcuttur.


■ Bağış seklinde yapılacak, edimli uzlaştırmalarda, UZLAŞTIRMACI, raporunu büroya teslim ettiğinde görevi son bulur.  Edimin yerine getirilip getirilmemesinin takibi, Uzlaştırma Bürosu tarafından yapılır.

■ Taraf , parasal/maddi edim bağışlarında dekont'un açıklama kısmına "..... Uzlaştırma Bürosu  2022/..... No'lu uzlastırma edimidir." Seklinde yazmasını sağlayınız. Bu dekont uzlaştırma bürosu dosyasına eklenecektir.

■ Aşağıda biri Mehmetçik Vakfı'na , digeri de  bir devlet hastanesine yapılan bağış edimine ilişkin örnek  uzlaştırma rapor örneklerine yer verilmiştir


SUÇ: Tehdit ( Sağlık Personeline Tehdit)

■ Taraflar, bir devlet hastanesi servisine çamaşır makinesi bağışı yapmak şartı ile uzlaşma sağlandı.

☆☆●☆ÖNEMLİ NOT☆●☆: Kamu görevlisine,  görevinden dolayı hakaret suçu uzlaştırma kapsamında değildir. Tehdit suçu uzlaştırma kapsamındadır.

■Taraflar , sağlık personeline  " TEHDİT" dosyasında uzlaştı. Ve  İzmir Behçet  Uz Çoçuk Hastalıkları ve Cerrahisi EAH.'sine ihtiyaçları doğrultusunda bir çamaşır makinesi bağışlanması edimi karşılığında uzlaşıldı.





■ SUÇ : HAKARET,  taraflar Mehmetçik Vakfına 1000 TL'lik bağış karşılığında uzlaşmıştır.







UZLAŞTIRMACI: SERKAN HORUZ


  




22 Ocak 2022 Cumartesi

UZLAŞTIRMA TEKLİF FORMUNU VEKİL ( AVUKAT) İMZALAYABİLİR Mİ?

 ■Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) 253/4 maddesi gereği : 

"....Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır..."

Amir hükmü gereği, uzlaştırma teklifi bizzat UZLAŞTIRMACI tarafından  dosyanın taraflarına yapılır.  TARAF YERİNE, VEKİLE YAPILAMAZ. YAPILMASI BOZMA NEDENİDİR. YARGITAY BOZMA KARARI AŞAĞIDA SUNULMUŞTUR.




■ Uzlaştırma teklifinin vekil yerine bizzat tarafın kendisine yapılmasını düzenleyen bir diğer hukuki norm ise, Adalet Bakanlığı Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği'nin  29/1 maddesinde UZLAŞTIRMA TEKLİFİ başlığı altında düzenlenmiştır. Buna göre;

"Uzlaştırmacı; şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur"

İlgili hukuki düzenleme  gereği, uzlaştırma teklifi UZLAŞTIRMACI aracılığıyla  bizzat tarafların kendisine yapılmalıdır. TARAF yerine vekile yapılması usul hatasına sebebiyet verecektir.




■Gerek CMK 253/4 ve Gerekse Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği'nin  29/1 maddesine aykırı yapılan Uzlaştırma tekliflerinin bozulmasına /iptaline ilişkin yargıtay kararı aşağıdadır.



■ İlgili yargı kararının uzlaştırma başarı oranını artıracağı aşikardır. Nitekim birçok uzlaştırma dosyasında  vekil veya müdafi olarak yer alan avukat, çoğunlukla tarafa uzlaşmama yönünde telkinde bulunabilmektedir. Bu durum uzlaştırma olasılığını oldukça aşağı düşürmektedir/engellemektedir. Hatta sahada/uygulamada ,dosya içerisinde avukat var ise kimi zaman taraf ile iletişime girilmesine bile mani olabilmektedir.





Avukatın taraflar arasındaki uzlaşmayı engellemesi/ mani olmasının temel nedeni, ÇIKAR UYUŞMAZLIĞIDIR.

Bilindiği üzere avukatın tek geçim kaynağı , açacağı davalardır. Şimdi hangi avukat, gelir kaynağı  olacak uzlaştırma dosyasında tarafa uzlaş diyebilir? Der ise, gelirinden olacak. Aksini iddia etmek,  hayatın  akışına uygun değildir. Bu nedenle,

Uzlaştırma süreci içerisinde avukatın  tarafın vekili sıfatı ile sürecin içerisinde yer almasını engelleyecek mekanizmalar oluşturulmalıdır. Unutulmamalıdır ki, Uzlaştırma müessesi, yargılama öncesi, yargıya alternatif çözüm yoludur.


■İSTİSNA: Avukat tarafın vekili sıfatı ile , zaruri durumlarda yani vekaleti olmak şartı ile, tarafın yurt dışında olması vb. durumlar gibi. Vekaleten UZLAŞTIRMA TEKLİF FORMUNU IMZALAYABİLMELİDİR.

■■Yukardaki yargı kararı yanında , uzlaştırma teklifinin vekile yapılabileceğine ilişkin kararlar da mevcuttur. 


■Sonuç olarak, Uzlaştırmacıların, her ne kadar uzlaştırma teklifinin avukata da yapılabileceğine ilişkin karar olsa da, yine Tarafın vekili/müdafiisi konumundaki avukatın vekaletnamesinde "uzlaşmayı kabul" ibaresi yer alsa da uzlaştırma sürecini düzenleyen CMK 253/4 ve Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği 29/1 de yer alan amir hüküm gereği teklifi bizatihi tarafın kendisine yapıp,  rapor aşamasını vekil/müdafi AVUKAT ile yürütmesi yerinde olacaktır. Devamla uzlastırmacının dosya savcısı ve uzlaştırma bürosundan görüş alması gerektiği uzlaştırma  sürecin akıbeti açısından elzemdir.


UZLAŞTIRMACI : Serkan HORUZ 

serkanhoruz.blogspot.com

☆☆Yazın hazırlanırken İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı  Savcılarımızdan Sayın Mustafa YAĞIZ'ın Uzlaştırma-2018 isimli Facebook sayfasından faydanılmıştır. 

https://www.facebook.com/238698833177318/posts/1592451567802031/



 

20 Ocak 2022 Perşembe

UZLAŞTIRMACI HANGİ HALLERDE GÖREVDEN ÇEKİLEBİLİR? DOSYA İADE EDEBİLİR?

 




A- UZLAŞTIRMACININ GÖREVDEN ÇEKİLME HALLERİ:
  •  Uzlaştırmacının görevlendirildiği bir dosyadan çekilme halleri, Adalet Bakanlığı'nın 05/08/2017 tarihli 30145 Sayılı CEZA MUHAKEMESİNDE UZLAŞTIRMA YÖNETMELİĞİ 5. Bölümde  düzenlenmiştir. buna göre Uzlaştırmacı, Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 28 sayılı maddesi kapsamında hakimin davaya bakamayacağı haller ve hakimin reddi sebepleri ile bağlı tutulmuştur. Bu nedenle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 34 ve 36 sayılı maddeleri gereği uzlaştırmacı tarafına tevdi edilen  dosyada aşağıdaki durumların varlığı halinde  dosyadan çekilebilir ret edebilir:
  • 1- Yasaklılık Sebepleri HMK Madde 34

     Hâkim, aşağıdaki hâllerde davaya bakamaz; talep olmasa bile çekilmek zorundadır:

    a) Kendisine ait olan veya doğrudan doğruya ya da dolayısıyla ilgili olduğu davada.

     b) Aralarında evlilik bağı kalksa bile eşinin davasında.

    c) Kendisi veya eşinin altsoy veya üstsoyunun davasında.

     ç) Kendisi ile arasında evlatlık bağı bulunanın davasında.

     d) Üçüncü derece de dâhil olmak üzere kan veya kendisini oluşturan evlili bağı kalksa dahi kayın hısımlığı bulunanların davasında.

     e) Nişanlısının davasında.

    f) İki taraftan birinin vekili, vasisi, kayyımı veya yasal danışmanı sıfatıyla hareket ettiği davada.

        Buna  göre uzlaştırmacı, kendisine tevdi edilen dosyada yukarıdaki akrabalık şekillerinden herhangi birinin varlığı durumunda dosyaya bakamaz. Dosyayı aşağıdaki dilekçe ile iade etmesi gerekir.

  • 2- Ret Sebepleri HMK Madde 36

(1) Hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması hâlinde, taraflardan biri hâkimi reddedebileceği gibi hâkim de bizzat çekilebilir. Özellikle aşağıdaki hâllerde, hâkimin reddi sebebinin varlığı kabul edilir:

 a) Davada, iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması.

 b) Davada, iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği hâlde görüşünü açıklamış olması.

 c) Davada, tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hâkim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması; uyuşmazlıkta arabuluculuk veya uzlaştırmacılık yapmış bulunması.

 ç) Davanın, dördüncü derece de dâhil yansoy hısımlarına ait olması.

 d) Dava esnasında, iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması

Uzlaştırmacı, kendisine tevdi edilen dosyanın tarafları ile yukarıdaki şekilde bir ilişkisi olmuş ise  dosyadan çekilmesi gerekir.

……………….. CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI

 

UZLAŞTIRMA BÜROSUNA

 

Uzlaştırma No   :  2022/……….

 

Konu                     : Uzlaştırma Dosyasından Çekilme

 

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253 ve 254’üncü maddeleri çerçevesinde, soruşturma/kovuşturma konusu …………………………………… suçun/suçların uzlaştırmaya tabi olması nedeniyle 2022/………… uzlaştırma numaralı dosya tarafıma tevzi edilmiştir. Uzlaştırmacı, Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 28 sayılı maddesi kapsamında hakimin davaya bakamayacağı haller ve hakimin reddi sebepleri ile bağlı tutulmuştur. Bu nedenle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 34 ve 36 sayılı maddelerinde yer verilmiş olan yasaklılık ve ret sebeplerini dikkate alarak ilgili dosyadan çekildiğimi bildirir, gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ve talep ederim. …../…../2022

 

Uzlaştırmacının

 

Ad- Soyadı          : Serkan HORUZ

 

İmza                     :

          Sicil Numarası     :


 

HMK 34 (Yasaklılık Sebepleri) Emsal Yargıtay Kararları

1- YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas : 2017/1705 Karar : 2018/745 Tarih : 4.04.2018

2- YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/21536 Karar : 2016/16355 Tarih : 21.12.2016


B- UZLAŞTIRMACININ DOSYA İADE ŞARTLARI

Kimi zaman uzlaştırmacının kendisine tevdi edilen dosyayı iade etmesi gerekebilir. Bu durumları şöyle sıralayabiliriz:

  • 1- Tarafın Yurt Dışında Olması: 
Taraf, uzlaştırma dosyasında,  ikametgâhını yurt dışı olarak belirtmiş ise, uzlaştırmacı üst yazı ile dosyasını iade edebilir. 




İSTİSNA

Yurt dışında olduğunu  bildiren şahıs, dosyasında ikametgahını yurt içinde belirtmiş ise, tarafın yurt içindeki adresine tebligat gönderilmelidir.

Özellikle yalan/ aldatma amaçlı, yurt dışında olduğunu beyan etme olasılığına karşı, uzlaştırmacı kendisi açısından ileride sakıncalı bir durum olmaması için, tarafın  uzlaştırma dosyası incelenmelidir.

  • 2- Tarafın Ölümü:  

Uzlaştırma sürecinde SORUŞTURMA ve KOVUŞTURMA aşamalarında tarafların ölümü durumunda uzlaştırma farklı prosedürlere tâbidir.

SORUŞTURMA safhasında, Müşteki,  Mağdur , suçtan zarar gören tarafın ölümü durumunda uzlaştırma işlemleri sonlandırılır. Bu durumda,  UZLAŞTIRMACI, tarafın öldüğünü tespit ettiğinde, 1. Derece yakınlarından tarafın resmi/onaylı  " ÖLÜM BELGESİ" sinin bir örneğini  alarak dosyasına ekler ve  üst yazı ile dosyasını iade eder.

https://serkanhoruz.blogspot.com/2021/04/taraflarin-olumu-durumunda-uzlastirma.html

KOVUŞTURMA  ( MAHKEME) safhasında tarafın ölümü durumunda; Ölen taraf, katılan olmuş ise, mirasçılar ile uzlaşma süreci yürütülür.  Ölen taraf katılan olmamışsa mirasçıları katılan olamaz. Ve  uzlaştırma süreci sonlandırılır. Kovuşturma ( Mahkeme) aşamasındaki uzlaştırma sürecinde tarafın sıfatı, Sanık ise mahkemece uzlastırma işlemleri yapılmaksızın düşme kararı verilir.

  • 3- Teklif Aşamasında Ret:
Uzlaştırma sürecinde, taraflardan birinin teklif formunu " KABUL ETMİYORUM" olarak imzaladığı veyahutta taraflardan birine ulaşılamadığı durumdur. Kural olarak taraflardan birinin ret etmesi yeterlidir. Fakat her iki tarafa da ulaşmanız  önerilir. tarafa ulaşılamamış ise tebligat çıkarılır. tebligat üst yazıya eklenerek  dosya iade edilir.

https://serkanhoruz.blogspot.com/2021/02/teklif-asamasinda-ret-ve-ust-yazi-ornegi.html

  • 4- Uzlaştırmacının Dosyayı İradi ( kendi isteği ile) Ret Etmesi:
Uyap-Uzlaştırmacı Portalından dosya uzlaştırmacıya tevdi edildiğinde, uzlaştırmacı 24 saat içerisinde kabul etmesi gerekir. İşlem yapmadığı veya ret ettiği durumlarda dosya ret edilmiş kabul edilir. Uzlaştırmacı puanına 2 puan eklenir.  Dosya ret sayısının  artması uzlaştırmacı performansını düşürdüğünden sicilden çıkarılmasına sebebiyet verebilir. Genellikle uzak ilçelerdeki dosyaların alınmak istenmeyişi birincil sebep olmakla birlikte herhangi bir sebebten dolayı, dosya almak istemeyen uzlaştırmacıya pasife geçmesi tavsiye edilir.


UZLAŞTIRMACI : SERKAN HORUZ 

17 Ocak 2022 Pazartesi

Türk Hukukunda Uzlaşma ve Uzlaştırma Kültürü

 



Uzlaşma hukuki anlamda hayatımıza nispeten yeni yerleşen bir olgu olmasına karşın, Türk toplumsal yaşamına hiç te uzak olmayan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.  Bu nedenle öncelikle “uzlaşma” kavramı ve “uzlaştırma” kavramının Türk kültürü içindeki yeri ve önemi üzerinde durulacaktır.

Uzlaşma, sözcük anlamı olarak: TDK’da “Aralarındaki düşünce veya çıkar ayrılığını, karşılıklı ödünlerle kaldırarak uyuşmak, karşılıklı anlaşmak ve mutabık kalmak, antant kalmak” şeklinde tanımlanmaktadır.

Hukuki anlamda ise Uzlaşma, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda: “iletişim süreci sonunda varılan anlaşmayı ifade ederken, uzlaştırma tarafların katıldığı sürecin bizzat kendisini ifade etmek için kullanılmaktadır.”

Her iki tanım ele alındığında uzlaşma; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, gerektiğinde karşılıklı ödünler vererek, bir orta yolun bulunması, zararın telafisi, anlaşmazlığın ortadan kaldırılması şeklinde tanımlanabilir. Söz konusu tanımlar, analiz edildiğinde; uzlaştırmanın, hukuksal boyutunun yanında iletişim ve kültürel yönünün de bulunduğu hatta olmazsa olmazlarından biri olduğu görülmektedir. 

Uzlaşmanın, başarıya ulaşmasında birincil öğe, iletişimdir. Bu bağlamda uzlaşmayı ancak, karşılıklı konuşmayı bilen, empati yeteneği olan ve aynı zamanda iyi bir dinleyici olan bireyler yapabilirler.

 Nitekim Napolyon bir sözünde: 

“Her şeyi konuşabilen insanlar, her şeyin üstesinden gelebilirler.” der.  

Bu noktada uzlaştırma sürecini idare eden, uzlaştırmacının da hukuki bilgisinin yanında hangi niteliklere ve donanımlara sahip olması gerektiğinin ipuçları ortaya çıkmaktadır.

Uzlaşmanın başarıya ulaşmasında ikinci öğe, söz konusu toplumun kültürüdür. Dahası, uzlaşının kültür içerisindeki yeri, konumu ve sorunların çözümündeki etkinliğidir. Toplumsal yaşamın içerisinde her düşünceden, inanıştan, kültürden bireylerle birlikte yaşıyoruz. Şüphe yok ki toplumsal yaşamın bir gereği olarak, kimi zaman problemlerimiz/sorunlarımız da ortaya çıkabilir. İşte bu sorunların çözümü aşamasında kişinin sosyal ilişkilerinde uzlaşı kültürü içinde hareket etmesi gerekir. Bu noktada uzlaşma, kaybet/kaybet yerine kazan/kazan ilkesinin egemen olduğu, aklı kullanmanın ve başkalarının da aklından istifade etmenin yollarından biridir.

 Hukuki literatürde uzlaştırma, İngiliz anglo-sakson hukuk sisteminde ve uzak doğu ülkelerinden Japonya örneğinde karşımıza çıkmaktadır. Özellikle Japon hukuk sistemi, büyük oranda uzlaştırma süreci içerisinde yürütülmektedir. Türk hukuk sisteminde ise uzlaştırma müessesi; özellikle adli yargıdaki iş yükü, adli personel yetersizliği, süregelen davaların uzun yıllar sonuçlandırılamaması, dava sürecinin taraflara, devlete maliyeti vb. nedenlerle bir alternatif çözüm yöntemi olarak görülmüş ve uygulamaya geçirilmiştir. Özellikle yerelde “İzmir modeli” olarakta bilinen birçok başarılı örnekler başta olmak üzere, ülke genelinde çok kısa zamanda oldukça olumlu sonuçlar alınmaya başlanmıştır.

 Uzlaştırma sürecinin hukuk sistemimizde oldukça kısa süreli bir geçmişe sahip olmasına karşın, denilebilir ki bu maya hem hukuk sistemimizde hem de Türk toplum yapısında tutmuştur. Hatta filmlere konu olmuştur.😊


https://youtube.com/shorts/mwzOh8rORIM?feature=share


Bu bağlamda, uzlaşma ve uzlaştırma sürecinin Türk toplum yapısındaki kökleri üzerinde de durmakta fayda vardır. Uzlaşma; Her ne kadar hukuksal düzenleme anlamında literatürümüze yeni giren bir olgu olarak karşımıza çıksa da, Türk toplumunun geleneklerinde, kültüründe hatta genetiğinde olan, yabancı olmadığımız bir çözüm yöntemidir. Hatta gerek bireyler arasında ve gerekse toplumsal problemlerin çözümü noktasında yakın zamana değin kentleşmenin yoğun olarak yaşanmadığı, herkesin oturduğu yerleşim mahallinde birbirini tanıdığı, komşuluk ilişkilerinin yaşandığı yakın geçmişimizde, problemlerin çözümü mahalle tarafından herkesin sevip saydığı, sözünün dinlendiği, bir işe girişileceği zaman danışıldığı saygın kişiliklerince çözülürdü. Bir nevi gönüllü uzlaştırmacı olan bu kişilerin çözümü bütün taraflarca kabul edilir, anlaşmazlıklar ihtilaflar sulh yoluyla hallolurdu. Kim bilir, belki de şehirleşmenin toplumsal kültürümüze en büyük zararı, bu toplumsal dokunun zedelenmesi, bireyselleşme olmuştur.

Uzlaşmanın Türk kültürü açısından ilk örnekleri, Dede-korkut hikayelerinde “Dede-korkut” karakteri ile karşımıza çıkar, Türk toplumsal yaşamı ve kültürünün önemli bir eseri olan bu destansı hikâye karakteri, Dede-korkut; tarafları uzlaştıran, sorunları sulh yoluyla çözen, barıştıran, nasihat veren rolü uzlaştırmanın türk gelenek ve göreneklerindeki izdüşümleri, belki de ilk örnekleri sayılabilir.

Yine, Türk aile yapısı incelendiğinde de, özellikle aile içerisindeki problemlerin çözümünde, aile büyüklerinin devreye girdiği, sorunların çözümü noktasında aile içerisindeki taraflarla bir araya gelerek, tarafları yan yana getirerek   sorunların ortadan kaldırıldığı hepimizin kendi ailesi içerisinde tanık olduğumuz örnekler değil midir?  Bu bağlamda toplumsal bağların kentlere göre daha güçlü olduğu kırsal yaşamda özellikle dini kimliği olan büyükler veya herkesçe sözüne, doğruluğuna inanılan bir nevi akil/emin insan hüviyetindeki kişilerde taraflar arasındaki problemlerin çözümünde devreye girebilmektedir. Özellikle kırsal alanda/ köylerde karşılaştığımız bu durum, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı köyün ileri gelen saygın kişilerin arabuluculuğu ile çözüme kavuşturulması örneğinde karşımıza çıkmaktadır.

Kimi zaman, dini bayramlar gibi toplum kültürümüz açısından önem taşıyan özel günlerde uzlaştırma sürecinde sorunların çözümü noktasında önemli bir yer teşkil edebilmektedir. Bu özel günlerde taraflar bir araya getirilmekte, aralarındaki sorunlar toplum ileri gelenlerinin öncülüğünde barışçıl bir şekilde sonuçlandırılabilmektedir.

Sonuç olarak uzlaşma/uzlaştırma kavramı, hukuki literatürümüze yeni giren bir olgu olmasına karşın, problemlerin çözümü noktasında Türk toplumuna çok uzak bir yöntem değildir.  Hatta toplum içerisinde uygulaması ve pratiği olan bir uygulamadır denilebilir. Belki de, Türk hukuk sisteminde kısa bir geçmişe sahip olmasına karşın büyük bir başarı göstermesinin altında bu gerçeklik yatmaktadır. 


UZLAŞTIRMACI Serkan HORUZ

serkanhoruz.blogspot.com


Conciliation and Conciliation Culture in Turkish Law

 



Although reconciliation is a phenomenon that has recently settled in our lives in the legal sense, it appears as a concept that is not far from Turkish social life. For this reason, first of all, the concept of "conciliation" and the concept of "reconciliation", along with its place in the Turkish legal system, should also be emphasized, as well as its place and importance in our culture.

 

Compromise, as a lexical meaning, is defined in TDK as "to agree, mutually agree and agree, to stay on an agreement by removing the difference of opinion or interest between them with mutual concessions".

 

In the legal sense, Conciliation is used in the Criminal Procedure Code: "While expressing the agreement reached at the end of the communication process, conciliation is used to express the process itself in which the parties participate."

 

Compromise when both definitions are considered; It can be defined as finding a middle way, compensating the damage, and eliminating the conflict by making mutual concessions when necessary. When these definitions are analyzed; It is seen that reconciliation has a communication and cultural aspect besides its legal dimension, and even it is one of the sine qua non.

The primary element in the success of reconciliation is communication. In this context, only individuals who know how to talk to each other, who have empathy skills and who are also good listeners can make reconciliation. As a matter of fact, Napoleon said in one of his words:

“People who can talk about anything can get through anything.” says.

At this point, clues emerge about what qualifications and equipment the mediator, who manages the mediation process, should have besides his legal knowledge. 

The second element in the success of the reconciliation is the culture of the society in question. Moreover, it is the place of consensus in culture, its position and its effectiveness in solving problems. We live together with individuals from every thought, belief and culture in social life. There is no doubt that as a requirement of social life, sometimes our problems/problems may arise. At the stage of solving these problems, one must act in a culture of consensus in his social relations. At this point, reconciliation is one of the ways of using the mind and benefiting from the minds of others, where the win/win principle is dominant instead of lose/lose.

In the legal literature, conciliation is encountered in the English Anglo-Saxon legal system and in the example of Japan from the Far East countries. In particular, the Japanese legal system is largely carried out within the conciliation process. In the Turkish legal system, the institution of conciliation; especially the workload in the judiciary, the lack of judicial personnel, the inability to conclude the ongoing cases for many years, the cost of the litigation process to the parties, the state, etc. Therefore, it was seen as an alternative solution method and put into practice. In a very short time, very positive results have started to be obtained throughout the country, especially with many successful examples locally known as the "Izmir model". Despite the fact that the conciliation process has a very short history in our legal system, it can be said that this yeast has taken hold both in our legal system and in the Turkish society.

In this context, it would be useful to dwell on the roots of the process of reconciliation and reconciliation in the structure of Turkish society. Compromise; Although it is a phenomenon that has just entered our literature in terms of legal regulation, it is a solution method that we are not alien to, which is in the traditions, culture and even genetics of Turkish society. Even in our recent past, where urbanization has not been experienced intensively, both among individuals and in the solution of social problems, where everyone knows each other in the settlement where they live, and neighborhood relations are experienced, the solution of problems was solved by respected personalities from the neighborhood who were loved and respected by everyone, whose word was listened to, and who were consulted when starting a business. . The solution of these people, who were a kind of voluntary mediator, was accepted by all parties, and disputes were settled amicably. Who knows, maybe the biggest damage of urbanization to our social culture has been the damage to this social fabric and individualization.

The first examples of reconciliation in terms of Turkish culture appear with the character "Dede-korkut" in Dede-korkut stories. This epic story character, which is an important work of Turkish social life and culture, Dede-korkut; The projections, perhaps the first examples, of reconciling the role of reconciling the parties, solving problems amicably, reconciling and giving advice in Turkish traditions and customs can be counted.

Again, when the Turkish family structure is examined, aren't we all examples in our own family where the elders of the family come into play, especially in solving the problems in the family, and the problems are eliminated by bringing the parties together and getting together with the parties in the family at the point of solving the problems? In this context, in rural life where social ties are stronger than in cities, especially elders with religious identity or people who are believed to be a kind of wise/confident human being can come into play in solving the problems between the parties. This situation, which we encounter especially in rural areas/villages, is seen in the example of resolving the dispute between the parties through the mediation of the prominent and respected people of the village. 

Sometimes, special days such as religious holidays, which are important for our culture, can be an important place in the settlement of problems in the reconciliation process. On these special days, the parties come together and the problems between them can be resolved peacefully under the leadership of the community leaders.

As a result, although the concept of reconciliation/conciliation is a new phenomenon in our legal literature, it is not a very distant method to Turkish society at the point of solving problems. It can even be said that it is an application that has practice and practice in society. Perhaps this reality underlies its great success despite its short history in the Turkish legal syste

mediator Serkan HORUZ
serkanhoruz.blogspot.com

31 Aralık 2021 Cuma

2022 UZLAŞTIRMACI ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

 2022 YILI UZLAŞTIRMACI ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

UZLAŞTIRMACI ücretleri  alt limit dikkate alındığında ortalama % 25 civarında artırılmıştır. Sabit fiyat yerine fiyat aralığı belirlenmesi ve uygulamada birçok ilimizde  savcılarımızın alt limitten ücret takdir etmesi bu konudaki mağduriyetlerin süreceği anlamını taşımaktadır. Devamla yapılan masrafların ücretlere yetersiz yansıtılması ve/ veya bazen hiç yansıtılmaması da sahadaki birçok uzlastırmacıda motivasyon kaybına neden olmaya devam edecektir.


2022 IZMIR ADLİYESI UZLAŞTIRMACI ÜCRETLERİ


Çalışan maaşlarından  asgari ücrete kadar damga vergisi /gelir vergisi muafiyetinin uzlaştırmacı ücretlerine de uygulanması bu konudaki magduriyeti giderecektir.

Umarım, İl ve ilçelerdeki uzlastırma bürosu savcılarımız, UZLAŞTIRMACI  ASGARİ ÜCRET tarifesindeki fiyat aralığında yüksek bir rakam belirleme yönünde takdir  yetkilerini kullanırlar ve herkesi memnun edecek bir ücret ortaya çıkar.

Bu konuda geçmiş dönemlerde İzmir Adliyesi   uzlaştırmacıları mağdur etmeyerek ve diğer illerimize de örnek teşkil edecek oranlar belirlemişti. Umarım 2022 yılı içinde İzmir ve diğer illerdeki adliyelerimiz bütün uzlaştırmacılarımızı memnun edecek tutarlarda takdir yetkilerini kullanırlar.


2022 UZLAŞTIRMACI ASGARİ ÜCRETLERİ 

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/12/20211231M7-3.htm




HAZIRLAYAN: SERKAN HORUZ 

serkanhoruz.blogspot.com


25 Aralık 2021 Cumartesi

2022 YILI UZLAŞTIRMACI ASGARİ ÜCRETLERİ BELİRLENİRKEN  BAKANLIĞIMIZA ÖNERİ VE TAVSİYELERİMİZ

 

UZLAŞTIRMACI ASGARİ ÜCRETLERİ maalesef yüksek enflasyon oranları karşısında oldukça komik rakamlara inmiş vaziyettedir. Özellikle il merkezinden uzak ilçelerdeki uzlaşma dosyaları için gidiş gelişler için harcanan yol/yemek/kırtasiye vb. masraflara karşılık  ödenen sarf ücreti giderleri  karşılayamaz durumdadır. Bu nedenle uzak ilçelerden gelen uzlaştırma dosyaları ret edilebilmektedir.

 




Uzlaştırmacı  asgari dosya ve sarf ücretlerinin sabit bir fiyat olarak belirlenmemesi ikinci bir soruna ve adaletsizliğe neden olmaktadır.

ÇÖZÜM: Öncelikle, Uzlaştırma ücretleri asgari ve azami olarak belli bir aralıkta ya da savcının insiyatifinde değil, sabit bir tutarda olmalıdır. ( Dosya başına ARABULUCULARA VERİLEN ücretler temel alınabilir veya aynı ücret verilebilir) Aynı emeği verip, farklı adliyelerde farklı ücretlendirme olması adaletsizliktir. ( uzlastırmacının emeği farklılık gösteriyorsa, edimli/edimsiz vs. Bunlardan dolayı ücretlendirmenin kriterleri belli olmalıdır.)

Uzlaştırma sarf ücretleri :  Uzlaştırma sürecinde, kimi zaman 50-60 Km uzaklıkta uzak ilçelere  gidilebiliyor ve  o gün ( bazen müzakere sürecinde birkaç kerede gidilmek durumunda kalınabiliyor), orada taraflarla geçirililebiliyor. Gidis-geliş, yemek, kimi zaman internet cafe ve çıktı alma vb kırtasiye masrafları oluyor. Özellikle Corona nedeni ile mutat araçlar yerine kendi aracı ile gidiş gelişte, takdir edilen sarf ücreti çok yetersiz kaldığı gibi uzlaştırma ücreti bile yapılan masrafları karşılayamayabiliyor.

Bu tür problemlerin çözümü noktasında uzlaştırma ücretinin sabit bir tutar olması sağlanabilir. Bunun için her yıl başında İl Başsavcılıklarınca bir komisyon oluşturulabilir. İl merkezi ve uzak ilçelerdeki görevlendirmeler için,  yol/kırtasiye/yemek vb. Zaruri giderler için, makul bir sarf bedelinin belirlenmesi ve bu bedelin talebe gerek kalmadan uzlaştırma ücretlerine eklenmiş olarak verilmesi ve bunun da her yıl başında açıklanması, mağduriyeti giderecektir.

Uzlaştırma dosya ve sarf ücretlerinin özellikle ilçe adliyelerinde sisteme bazen 2/3 ay sonra girilmesi ve ödenmesi bu konudaki başka bir magduriyettir. Dosya ücretlerinin teslim tarihinden  1 ay sonra gibi makul bir sürede yatırılması bu sorunu giderecektir.

UZLAŞTIRMACI: Serkan HORUZ 

7 Eylül 2021 Salı

UZLAŞTIRMACI SİCİLİNE KAYIT OLMA

UZLAŞTIRMACI SİCİLİNE KAYIT SÜRECİ

Oldukça uzun ve zorlu bir sürecin ardından, uzlaştırmacı sınavını kazanan adaylar için nihayet bakanlık adli sicile kayıt duyurusunu yayımladı:


Buna göre adaylar:

1-  9 ila 23 Eylül  2021 tarihleri arasında ilgili yönetmeliğin 48 maddesi esaslarına göre UZLAŞTIRMACI alımları yapılacaktır. 

Uzlastırmacı adayları sicile kayıt işlemlerini bakanlığın aşağıdaki linkine girerek yapabileceklerdir.

https://alternatifcozumler.adalet.gov.tr/Home/SayfaDetay/uzlastirmaci-siciline-kayit-basvurularina-iliskin-ilan-yayinlanmistir-detaylar-icin-tiklayiniz

2- Aşagida görselleri sunulan ilgili yönetmeligin 48 maddesindeki şartları taşımayan uzlaştırmacıların sınavı kazansa dahi sicile kayıtları yapılmayacaktır








Adli sicile kayıt işlemlerini tamamlayıp aramıza katılacak arkadaşlarımıza şimdiden başarılar dilerim 

Adli Sicile kayıt ile ilgili yaşayabileceğiniz sorunlar için bakanlık iletişim adreslerine aşağıdaki linkten erişebilirsiniz 


UZLAŞMACI : SERKAN HORUZ

10 Haziran 2021 Perşembe

UZLASTIRMACI OLMAK İÇİN HUKUK FAKÜLTESİ MEZUNU OLMA ŞARTI:


Uzlaştırmacılık  gerek Anglo Sakson ve gerekse Avrupa hukuku uygulamalarında hukuk mezunu olan ve olmayan kişilerce yerine geririlen multi disipliner bir alandır.  Diger ülkelerden farklı olacak bu kararın yerinde bir karar olup olmadığını zaman gösterecek...



Oysa olması gereken uzlaştırmacılığı, psikoloji, sosyoloji, iletişim hukuk bilimi gibi multidisipliner bir alan olarak 4 yıllık lisans eğitimi şeklinde düzenlenmesi ( ayrı bir meslek sayilması) olmalı idi. Nitekim, UZLAŞTIRMACILIK, Mevcut hukuk sistemi öncesinde Alternatif bir çözüm yoludur. Hukuk fakültesi mezunları ise  zaten mevcut hukuk sisteminin bir aktörüdür. Hukuki sistemler ile  ve hukuki kimlige sahip kimselerce sorun çözüme kavuşturulacak ise hukuki sisteme , " ALTERNATİFLİK "  söz konusu değildir zaten. 


Kaldı ki,  Avukatın tek geçim kaynağı  davalardır. Uzlaştırma ile sorunun çözülmesi  gelir kaybı demektir. Bu durum ise Avukatlar için " ÇIKAR UYUŞMAZLIGI" sorunsalını doğuracaktır. Yani avukat UZLASTIRMADAN elde edeceği gelirdense dosyayı olumsuz kapatıp, kendisi dosyanın müdafiisi veya vekili olmayı tercih edebilir. Veya bir başka avukat arkadaşına dosyayı paslayabilir. 


DİPNOT: AVUKATLAR BÖYLE ETİK İHLAL YAPAR DEMEK BÜTÜN HUKUK CAMİASINI TÖHMET ALTINDA BIRAKMAK DOĞRU DEGİLDİR. LÂKİN OLABİLİR. OLMA İHTİMALİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİDİR


Mevcut durumda  eğer özlük/mali haklarda bir iyileştirme yapılmaz ise   dosya başına alınan ücret oldukça düşük olduğundan avukatlar için pekte cazip olmayacağından başarı oranı düşme ihtimali çok yüksek. Hukuk fakültesi mezunu olmayan sahadaki uzlaştırmacılar, gerektiğinde tarafların ikametgahına kadar gidebilmekte  uzlastırmanın sağlanması için çok fazla zaman ve emek sarf edebilirken uygulamada avukat  sadece tebligat  çekmek ile yetinebiliyor. Ve dosyayı iade edebiliyor.


Böyle bir karar verilmeden önce sahada meslek bazında uzlaştırmacıların başarı performansları  istatistiksel olarak ele alınmalı idi.


Mevcut UZLAŞTIRMACILARIN kazanılmış haklarının  korunacak olması olumlu bir gelişme iken  hukuk fakültesi dışında kalanların artık UZLAŞTIRMACI olamayacak olması üzerinde düşünülmesi gereken bir husus.


Bakan Gül: 



"....Uzlaştırmacı olmak için 'hukuk fakültesi' şartı getireceğiz


Adalet Bakanı Abdulhamit Gül: "Ceza muhakemesinde bundan sonra uzlaştırmacı olabilmek için hukuk fakültesi mezunu olma şartını getireceğiz"


- "Müzakere başarı oranı 2020 yılında yüzde 85'e ulaşmıştır"


Uzlaştırmanın ilk kez Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu'yla ceza adalet sistemine dahil edildiğini belirten Gül, 2016'da kurumun tüm ihtiyaçlarının gözden geçirilerek daha disipline edilir hale getirildiğini söyledi.


Gül, uzlaştırmanın, anlaşmazlığın taraflarını memnun edecek bir müessese olduğuna dikkati çekerek, "1 Ocak 2017'den günümüze kadar toplam 993 bin 58 dosyada mağdur ile şüpheli, başka bir deyişle en az 2 milyon kişi Türkiye'de uzlaşma sağlamıştır. Böylece 2017 yılında yüzde 80 ile başlayan müzakere başarı oranı, 2020 yılında yüzde 85'e ulaşmıştır. Görüldüğü gibi uyuşmazlıkların barışçıl yöntemlerle çözülmesi yaygınlaşan bir yöntemdir." ifadelerini kullandı.


Uzlaştırmanın hukuki anlaşmazlıkların çözümüne katkı sağladığını belirten Gül, Mehmetçik Vakfı, LÖSEV, şehit ve gazi yakınları için açılan hesaplara bağış, engelli vatandaşlara yardım gibi uygulamalarla da uzlaştırmanın sonuçlanabildiğini bildirdi.


"Reform irademizi her alanda olduğu gibi bu alanda da çok diri tutuyoruz." diyen Gül, İnsan Hakları Eylem Planı'nın insan onurunun, hak ve özgürlüklerin daha iyi korunması kapsamında oluşturulan bir belge olduğunu dile getirdi.


Gül, İnsan Hakları Eylem Planı ve Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin adım adım uygulamaya geçmesi için takvime bağlandığını, bu süreci takip ettiklerini söyledi.


- "Hukuk fakültesi mezunu olma şartı getireceğiz"


Bakanlık bünyesinde alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına ilişkin kurumsal yapıyı güçlendireceklerini ifade eden Gül, şöyle konuştu:


"Ceza muhakemesinde bundan sonra uzlaştırmacı olabilmek için hukuk fakültesi mezunu olma şartını getireceğiz. Çünkü bu bir yargısal sürecin parçasıysa bu yargısal süreçte hukuk fakültesi mezunlarının, bu uzlaştırma sürecini yapabilmesi gerekir. Dolayısıyla uzlaştırmacı olabilmek için hukuk fakültesi mezunu olma şartının da yakın zamanda hayata geçmesini hedefliyoruz ve bu konuda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Elbette mevcut uzlaştırmacılardan istifade etmeyi sürdüreceğiz...."


Anadolu Ajansı


İSTANBUL BAROSUNA TEBLİĞ EDİLEN KARAR:

".......Barodan yapılan açıklamanın tamamı şöyle;


5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Uzlaştırma” başlıklı 253/24. maddesinde, avukat dışındaki uzlaştırmacıların “hukuk öğrenimi görmüş kişiler” olacağı düzenlenmiştir.


Yasada zikredilen “hukuk öğrenimi görmüş kişiler” ibaresi ile hukuk fakültesi mezunları kastedilmesine rağmen, 05.08.2017 gün ve 30145 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği’nin uzlaştırmacı siciline kayıt olma şartlarının düzenlendiği 48. maddesinin 2. fıkrasının (ç) bendi olan: “Hukuk öğrenimi görmüş kişiler yönünden üniversitelerin hukuk fakültelerinden mezun olmak veya hukuk ya da hukuk bilgisine programlarında yeterince yer veren siyasal bilgiler, idari bilimler, iktisat veya maliye alanlarında en az dört yıllık yüksek öğrenim yapmış olmak,” hükmünün ve yönetmeliğin bazı maddelerinin kanuna ve hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptali ile yürütmesinin durdurulması istemli olarak İstanbul Barosu tarafından Danıştay’da dava açılmıştır.


14.08.2017 tarihinde açılan davada 1 yıl 7 ay sonra, 18.03.2019 tarihinde yürütmenin durdurulmasıyla ilgili karar verilmiş; davanın açıldığı tarihten itibaren de 4 yıl 10 ay sonra, 22.06.2022 tarihinde esastan hüküm oluşturulmuştur. Bu karar da 6 ay sonra Baromuza tebliğ edilmiştir.


Davanın kısmen kabul kısmen reddine verilen uyuşmazlıkta, yönetmeliğin “Uzlaştırma müzakerelerinin gizliliği”ni düzenleyen 32/2. maddesi olan: “Aksi kararlaştırılmamışsa, taraflar, müdafi ve vekiller de birinci fıkrada belirtilen gizlilik kuralına uymakla yükümlüdür.” hükümde yer alan “Aksi kararlaştırılmamışsa…” ibaresinin iptaline karar verilmiştir.


İptal gerekçesi şöyledir:


“5271 sayılı Kanun'un 253. maddesi, 13.  fıkrası ve 20. fıkralarında kurala bağlanan uzlaştırma müzakerelerinin gizliliği kuralı, davaya konu Yönetmelik maddesinin 1. fıkrasıyla, hem uzlaştırmacıları, hem de tarafları, müdafi ve vekilleri kapsayacak şekilde düzenlenmiştir. Bu haliyle  tarafların, müdafi ve vekillerin de uzlaştırma müzakerelerinin gizliliğine ilişkin kurala uyma yükümlülükleri bulunmaktadır.


Öte yandan, 5271 sayılı Kanun'un anılan hükümleri incelendiğinde, uzlaştırma müzakerelerinin gizliliği kuralının istisnasını içeren bir hükme yer verilmemesine rağmen, Yönetmelik maddesinin 2. fıkrasında yer verilen dava konusu "aksi kararlaştırılmamışsa" ibaresiyle  tarafların, müdafinin ve vekillerin uzlaştırma müzakerelerinin gizliliği kuralına uyma yükümlülüklerine istisna getirebileceklerinin kurala bağlandığı, bu durumun ise Kanun'da öngörülmeyen ve Kanun'da belirtilen düzenleme yapma yetkisini aşar nitelikte olduğu sonucuna varılmaktadır.


Ayrıca, dava konusu "aksi kararlaştırılmamışsa" ibaresiyle uzlaştırma müzakerelerinin gizliliği kuralına uyma yükümlülüğü  taraflar, müdafi ve vekillerin iradesine bırakılmış ise de, gizliliğin istisnasını oluşturacak hal ve şartların belirlenmesine ve uygulanmasına yönelik sınırların açık ve net bir şekilde gösterilmediği, dolayısıyla anılan düzenlemenin hukuki belirlilik kuralına da uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.


Bu haliyle davaya konu düzenlemede üst hukuk normlarına ve hukuki belirlilik ilkesine uygunluk görülmemektedir....”


ISTANBUL BAROSUNUN AÇIKLAMASI:


"......Bundan önceki Adalet Bakanı’nın: "Ceza muhakemesinde bundan sonra uzlaştırmacı olabilmek için hukuk fakültesi mezunu olma şartını getireceğiz. Çünkü bu bir yargısal sürecin parçasıysa bu yargısal süreçte hukuk fakültesi mezunları bu uzlaştırma sürecini yapabilmesi gerekir. Dolayısıyla uzlaştırmacı olabilmek için hukuk fakültesi mezunu olma şartını da yakın zamanda hayata geçmesini hedefliyoruz" söyleminin bir an evvel hayata geçirilerek uzlaştırmacıların yasada düzenlendiği biçimde avukatlar ve hukuk fakültesi mezunları tarafından yürütülmesi için gerekli girişimlerimizi İstanbul Barosu olarak sürdürmeye devam edeceğimizi meslektaşlarımızın ve kamuoyunun bilgisine sunarız...."


İSTANBUL BAROSU BAŞKANLI




HAZIRLAYAN: SERKAN HORUZ 

serkanhoruz.blogspot.com

16 Mayıs 2021 Pazar

UZLAŞTIRMACIDA BULUNMASI GEREKEN ÖZELLİKLER

 Uzlaştırma başarısı, bilgi ve donanım yanında bazı kişilik özelliklerine sahip olmak ile doğru orantılıdır. Birçok uzlaştırmacı aşağıdaki becerilere ve kişilik özelliklerine vakıf olmadığından başarısız olabilmekte hatta uzlastirmacılığı bile bırakabilmektedir.

Peki bu özellikler nelerdir?



  ☆●☆İLETİŞİM  BECERİSİ: Uzlaştırma süreci tarafların sözel ve beden dillerini çok iyi okumayı gerektirir. ( tarafın beden hareketleri/ses tonu vb) Uzlaştırmacı bu ip uçlarını kullanabilmelidir. Uzlaştırma başarısı  uzlaştırmacının bu alana hakimiyeti ve ikna yeteneğine bağlıdır.

  ☆●☆ TARAFLARIN PSİKOLOJİSİNİ ÇÖZEBİLME*
 Tarafların hangi durumda olduklarını çözümleyebilme hem uzlaştırma sürecindeki taktikleri hem de sonuca ulaşmayı kolaylaştırır.

  ☆●☆ PAZARLIK BECERİSİ*
 Uzlaştırma süreci bir pazarlık sürecidir. Tarafların güçlü ve zayıf yanları nelerdir? Nerelerde nasıl ödün verilebilir? Nasıl bir yöntem izlenirse ilerlenebilir? Nerede ne zaman geri çekilme veya ilerleme adımları atılmalıdır? Tüm bunlar problem çözme yeteneğine bağlıdır. ( kazan/kazan en çok uygulanan pazarlık taktiğidir)

  ☆●☆ETKİN DİNLEME: ile tarafın uzlaştırmacıya karşı güveni artar. Uzlaştırmacı, uzlaştırma görüşmelerinde kesinlikle etkin dinleme durumundan asla vazgeçmemelidir. Tarafın sözünü kesmemeli/deşarj olmasını sağlamalıdır. Notlar almalı, taraf ile göz temasını yitirmemelidir. Böylece tarafta güven ve samimiyet hissi verilecektir.

  ☆●☆SABIR VE ÖFKE KONTROLÜ
 Uzlaştırma süreci yıpratıcı bir süreçtir. Uzlaştırmacı bunun farkında olan ve bu nedenle sabırla çaba gösteren kişi olmalıdır. Tarafların birbirleriyle çatışmaları ve  zaman zaman öfkelerini uzlaştırmacıya yöneltmeleri çok karşılaşılan  bir durumdur. Bu nedenle uzlaştırmacı öfke kontrolü konusunda yetenekli olmalıdır. Burada en önemli nokta tarafsız oldugunuza karşı tarafın itimat etmesidir. Aksi yönde bir izlenim verirseniz. Uzlaştırma süreci sekteye uğrayacaktır. Bu nedenle uzlaştırma görüşmelerinde objektif olmalı , yargıda bulunulmamalıdır. Unutulmaması gereken bizler hakim /yargılayan değiliz.

  ☆●☆BAŞKALARINA YARDIM ETME:
 Uzlaştırma işi herşeyden önce başkalarına yardım etme işidir. Uzlaştırmacılık işi elbette bir ücret karşılığı yapılacak olmasına rağmen başkalarına yardım etmekten hoşlanan/yardımsever kişilik yapısına sahip kimselerin uzlaştırma da başarılı oldukları gözlemlenmektedir.

  ☆●☆KENDİ PSİKOLOJİSİNİN FARKINDA OLMA:
Uzlaştırmacının kendisinin de duyarlı olduğu hususlar vardır.  Bu yıpratıcı uzun uzlaştırma sürecinde başarılı olması kendi güçlü ve zayıf yanlarının da farkında olmasına bağlıdır.

 ☆●☆ UZLAŞTIRMACI TARAFSIZ VE ÖNYARGISIZ OLMALIDIR:Uzlaştırmacı kesinlikle taraf tutmamalıdır. Taraflardan birinin mesajını diğerine götürüp aktarırken yanlış bilgi aktarmamaya dikkat etmelidir. Tarafların giyim kuşamlarına tiplerine veya başka kişisel özelliklerine ön yargısı bulunan bir uzlaştırmacının bizzat kendisi süreci olumsuz hale getiren olabilmektedir. Kişilerin inançları/siyasi/ideolojik görüşleri  karşısında tarafsız/önyargısız olmalıdır.

☆●☆UZLAŞTIRMACI GİYİM KUŞAMI: Uzlastırmacı taraf ile görüşmeye giderken, tercihen resmi bir kıyafet  veya en azından gömlek vb. Kıyafet ile  gitmesi,  evrak çantası/not  defteri  yanında bulundurması tarafta bırakacağı intiba/güveni olumlu etkileyecektir.

UZLAŞTIRMACI SERKAN HORUZ
serkanhoruz.blogspot.com

15 Mayıs 2021 Cumartesi

ASKER TARAF İLE UZLAŞTIRMA SÜRECİ



Uzlaştırma sürecinde asker taraf ile uzlaştırma yapılabilir mi? Yapılamaz ise bunun hukuki dayanağı var mıdır?




■Kimi uzlaştırma dosyalarında taraf, askerlik öncesinde bir suça karışmış ve uzlaştırma dosyasının bir tarafı olmuş olabilir. Uzlaştırma süreci içerisinde kural olarak böyle kişilerin dosyaları askerlik sonrasına bırakılmak üzere üst yazı ile iade edilir.

Tarafın sıfatı şüpheli ise:




■Nitekim yukardaki hukuki düzenleme asker kimseler hakkındaki hukuki işlemleri düzenler:

■353 Sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Hakkında Kanun'un 20. maddesi;

☆●☆Davaların geri bırakılması:

Madde 20 - Muvazzaf ve yedek er ve erbaşların ve yedek subay ve yedek askeri memurların *askere girmeden veya silah altına çağrılmadan önce işledikleri yukarı haddi  ( 1 yıl) bir yıla kadar, şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren suçlara ait davalarda ilk ve son soruşturma işlemleri askerliklerini bitirmelerine kadar geri bırakılır.

■Hükmü gereğince, asker tarafların, "uzlaştırma" işlemleri  askerlik sonrasına bırakılır.

TARAF  MÜŞTEKİ ISE , UZLASTIRMA İŞLEMLERİ AYNEN YÜRÜTÜLÜR  

■Buna karşın kimi savcılar, insiyasitif alarak, dosyayı bekletmek yerine , müzakerelerin devamı yönünde de karar verebilir. Bu nedenle  bu tür dosyaların bağlı bulunulan savcı ile görüşülmesinde yarar vardır.

■Özellikle EDİMSİZ uzlaşma sağlanan dosyalarda, istinabe yöntemi ile asker olan taraf en yakın adliyeye yönlendirilip  sürecin tamamlanma imkanı da vardır. Buna karşın uzlasma olumsuz olacak ise, savcınızın da görüşü alınarak ilgili kanun gereği dosya uzlaştırma bürosuna üst yazı ile iade edilir.

https://m.facebook.com/groups/226320208029730/permalink/254218035239947/

UZLAŞTIRMACI SERKAN HORUZ

28 Nisan 2021 Çarşamba

MARKA HAKKINA TECAVÜZ DOSYALARINDA UZLAŞTIRMA

 FİKRİ VE SINAİ HAKLARA İLİŞKİN DOSYALAR




■Fikri ve Sınai Haklara ilişkin dosyalardır.  4-5 veya 11 'e kadar  taraf sayısı  çıkabilir.

■Öncelikle dosyayı dikkatlice inceleyin,  çoğunlukla teklif aşamasında ret ile sonuçlanan olumsuz dosyalar olmasına karşın, bazı durumlarda tutanaklar incelendiğinde anlaşmaya yanaşan taraf markalar olabilir.  En azından kısmı uzlaştırma yapabilirsiniz.

■Teklif formu düzenlerken, her bir marka için ayrı teklif formu hazırlanır. Bu tür dosyalarda tüzel kişiler ( şirketler) tarafı,  olarak avukatlardır muhatabımız

■Teklif formu imzalamadan önce, mutlaka her markaya ait, avukatın vekaletnamesinde  " uzlastirma " yetkisi olup olmadığını inceleyiniz. Olmayan tarafı uzlaştırma sürecinden çıkarınız.  Rapor eklerinize mutlaka vekaletnameleri ilave ediniz.

■Raporu düzenlerken süreci, şirketler adına uzlastirma yetkisi olan ve teklif formunu olumlu imzalayan avukatla yürüteceksiniz.

■ Teklif formları tümü olumsuz ise, üst yazı ile raporunuzu teslim etmeniz gerekir.  Kısmi uzlaştırma var ise, sadece uzlaştırmaya dahil olanlar ile süreç yürütülür. Diğerlerinin durumu raporda belirtilir.

■ Marka  dosyalarına ilişkin örnek teklif formu ve uzlaştırma raporunu aşağıda inceleyebilirsiniz.












UZLAŞTIRMACI-SERKAN HORUZ

18 Nisan 2021 Pazar

TARAFLARIN ÖLÜMÜ DURUMUNDA UZLAŞTIRMA SÜRECİ

 ■Uzlaştırma sürecinde SORUŞTURMA ve KOVUŞTURMA aşamalarında tarafların ölümü durumunda uzlaştırma farklı prosedürlere tâbidir.



●☆●SORUŞTURMA AŞAMASINDA TARAFIN ÖLÜMÜ: 

◇  Müşteki,  Mağdur , suçtan zarar gören tarafın ölümü durumunda uzlaştırma işlemleri sonlandırılır.

Uzlaştırma sürecinde hukuki terimler için aşağıdaki linke girebilirsiniz:

https://serkanhoruz.blogspot.com/2021/03/uzlastirma-sureci-terimleri-taraflarin.html

DİKKAT: UZLAŞTIRMACI, tarafın öldüğünü tespit ettiğinde, 1. Derece yakınlarından tarafın resmi/onaylı  " ÖLÜM BELGESİ" sinin bir örneğini  alarak dosyasına ekler ve  üst yazı ile dosyasını iade eder.

Üst yazı ile iade:

https://serkanhoruz.blogspot.com/2021/02/teklif-asamasinda-ret-ve-ust-yazi-ornegi.html

◇ SORUŞTURMA aşamasında, vefat eden tarafın sıfatı Şüpheli ise, uzlastırmacı durumu tespit edip, üst yazı ile  dosyasını iade eder.  Bundan sonraki aşamada Cumhuriyet Savcısı tarafından uzlaştırma işlemleri sonlandırılarak Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verir.


☆●☆ KOVUŞTURMA  ( MAHKEME) AŞAMASINDA TARAFIN ÖLÜMÜ 

◇ Ölen taraf, katılan olmuş ise, mirasçılar ile uzlaşma süreci yürütülür.  Ölen taraf katılan olmamışsa mirasçıları katılan olamaz. Ve  uzlaştırma sürei sonlandırılır.

◇ Kovuşturma ( Mahkeme) aşamasındaki uzlaştırma sürecinde tarafın sıfatı, Sanık ise mahkemece uzlastırma işlemleri yapılmaksızın düşme kararı verilir.

◇Sanığın vefatı durumunda  uzlaştırma işlemleri sonlandırılır. Ancak müşteki taraf  vefat eden şüpheli/sanığın mirasçıları aleyhine (miras red edilmemiş ise ) Hukuk Mahkemesinde tazminat talepleri için dava açabilirler.

UZLAŞTIRMA SÜRECİNDE TARAFLARIN ÖLÜMÜ DURUMLARINA İLİŞKİN YARGI KARARLARI:


T.C YARGITAY
4.Ceza Dairesi
Esas: 2017/ 18692
Karar: 2017 / 26604
Karar Tarihi: 30.11.2017
İlgili Maddeler: TCK106, CMK 253
İlgili Kavramlar: 
Tehdit, Uzlaşma, Katılma, Mirasçılar

6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin (b) bendine eklenen 3. alt bendi ile 5237 sayılı Kanun’un 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı anlaşılmış ise de, anılan Kanun’un 253/6. maddesindeki “Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır.” hükmü karşısında, dosyadaki mevcut nüfus kayıt örneğine göre 29/11/2012 tarihinde vefat ettiği anlaşılan mağdur …’ya uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı gibi mağdurun soruşturma ve kovuşturma aşamalarında şikayetçi olmadığını beyan ettiği gözetildiğinde, davaya katılma hakkı bulunmayan mağdurun yasal mirasçılarının da mağdurun haklarını takip etmek üzere davaya katılamayacakları ve uzlaşma hükümlerinin müştekinin yasal mirasçıları ile sanık arasında yapılamayacağı gözetilmeden, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

I-Olay: Tehdit suçundan sanık …’nun mahkumiyetine dair Mustafakemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesinin 13/01/2011 tarihli ve 2010/261 esas, 2011/23 sayılı kararının Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 14/05/2015 tarihli ve 2013/13536 esas, 2015/29049 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip kararın infazı aşamasında, 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilamdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle uyarlama kararı verilmesi ve infazın durdurulması talebinde bulunulması üzerine, infazın durdurulmasına ilişkin Mustafakemalpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/12/2016 tarihli ve 2010/51 esas, 2011/31 sayılı ek kararını müteakip, uzlaşma bürosunca mağdurun ölmesi nedeniyle uzlaşma sağlanamadığı gerekçesiyle dosyanın iade edilmesi üzerine,

Mustafakemalpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/04/2017 tarihli ve 2010/51 esas, 2011/31 sayılı ek kararıyla infazın kaldığı yerden devamına karar verildiği, bu karara itiraz edilmesi üzerine, mercii Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/05/2017 tarihli ve 2017/602 Değişik İş sayılı kararıyla anılan ek kararın kaldırılmasına karar verildiği ve itirazın kabulüne dair anılan kararın; “6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin (b) bendine eklenen 3. alt bendi ile 5237 sayılı Kanun’un 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı anlaşılmış ise de, anılan Kanun’un 253/6. maddesindeki ” Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır.” hükmü karşısında, dosyadaki mevcut nüfus kayıt örneğine göre 29/11/2012 tarihinde vefat ettiği anlaşılan mağdur …’ya uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı gibi mağdurun soruşturma ve kovuşturma aşamalarında şikayetçi olmadığını beyan ettiği gözetildiğinde, davaya katılma hakkı bulunmayan mağdurun yasal mirasçılarının da mağdurun haklarını takip etmek üzere davaya katılamayacakları ve uzlaşma hükümlerinin müştekinin yasal mirasçıları ile sanık arasında yapılamayacağı gözetilmeden, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediği” gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.

İncelenen dosyada mağdur … yargılama sırasında şikayetçi olmamış ve bu nedenle de katılan sıfatını almamıştır. Mağdur 29/11/2012 tarihinde vefat etmiştir.

Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;

Uzlaşma, şikayet hakkı ve davaya katılma hakkı gibi kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Bu haklar sadece suçtan zarar gören kişi tarafından kullanılabilir. Bu hakların, mal varlığına ilişkin haklardan olmaması nedeniyle mirasçılara geçmesi ya da başkasına devredilmesi mümkün değildir. Kanun koyucunun, suçtan zarar gören kişi dışındakiler tarafından bu hakların kullanılabileceğini düzenlediği durumlarda, bu hakların kanunda belirtilen kişilere geçmesi mümkün olacaktır. Örneğin kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olan şikayet hakkı ile ilgili olarak hakaret suçu yönünden, TCK’nın 131. maddesinin ikinci fıkrasında mağdurun, şikayet etmeden önce ölmesi halinde ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikayette bulunulabileceği, yine kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olan katılma hakkı ile ilgili olarak da CMK’nın 243. maddesinde katılan ölürse katılmanın hükümsüz kalacağı ancak mirasçılarının, katılanın haklarını takip etmek üzere davaya katılabilecekleri belirtilmiştir. Uzlaşma hakkı da ancak kanuni düzenleme olması halinde mirasçılara geçebilecektir.

CMK’nın 243. maddesindeki düzenlemeden kanun koyucunun, katılanın ölmesi durumunda mirasçılarının, davaya katılanın haklarını takip etmek üzere katılmasını murad ettiği anlaşılmaktadır. Mirasçılar, miras bırakanın davaya katılmış olması koşuluyla miras bırakanın haklarını takip edebileceklerdir. Davaya katılmayan ve daha sonra ölen mağdurun mirasçılarına davaya katılma hakkı tanınmadığı nazara alındığında bu mirasçıların, ölen mağdurun haklarını takip etmeleri de mümkün değildir. Ayrıca somut olayda; CMK’nın 253/6. maddesinde başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturmanın sonuçlandırılacağı şeklindeki düzenleme ve mağdurun kovuşturma aşamasında şikayetçi olmadığını beyan ettiği gözetildiğinde, davaya katılma hakkı bulunmayan mağdurun yasal mirasçılarının da mağdurun haklarını takip etmek üzere davaya katılamayacakları ve uzlaşma hükümlerinin mağdurun yasal mirasçıları ile sanık arasında yapılamayacağı anlaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, mağdur …’nın davaya katılmaması karşısında, mirasçılarıyla sanık arasında uzlaştırma yapılması kanunen mümkün değildir. Uzlaştırma bürosunca mağdurun ölmesi nedeniyle uzlaşma sağlanamadığı gerekçesiyle dosyanın iade edilmesi üzerine, infazın kaldığı yerden devamına ilişkin Mustafakemalpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/04/2017 tarihli ve 2010/51 esas, 2011/31 karar sayılı ek kararına yapılan itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, itirazın kabulüyle anılan ek kararın kaldırılmasına ilişkin mercii Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/05/2017 tarihli ve 2017/602 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.

II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:

Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında şikayetçi olmadığını beyan eden mağdurun ölmesi durumunda uzlaştırma yapılıp yapılamayacağının belirlenmesine ilişkindir.

III- Hukuksal Değerlendirme:

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/10/2007 tarihli ve 2007/4-200 esas, 2007/219 sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun’un 7/2. maddesindeki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” şeklinde ve kesinleşen hükümlerde de uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş,  aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendine mevcut (2) ve (3) numaralı alt bentlerden sonra gelmek üzere (3), (5) ve (6) numaralı alt bentler eklenmiştir. Bu bentlere göre, tehdit (madde 106, birinci fıkra), hırsızlık (madde 141), dolandırıcılık (madde 157) suçları uzlaşma kapsamına alınmıştır.

Aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile “ibaresi madde metninden çıkarılmış, aynı fıkranın ikinci cümlesinde yer alan “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz” şeklindeki düzenlemede bir değişiklik yapılmamıştır.

Uzlaştırma CMK’nın 253. maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254/1. maddesinde” Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usule göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir.” denilmiştir.

CMK’nın 253/6. maddesinde “Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır. ” biçiminde düzenleme yapılmıştır.

Yine CMK’nın 253. maddesinin yirmi beşinci fıkrasında; Uzlaştırmacıların nitelikleri, eğitimi, sınavı, görev ve sorumlulukları, denetimi, eğitim verecek kişi, kurum ve kuruluşların nitelikleri ve denetimleri ile uzlaştırmacı sicili, uzlaştırmacılar ve eğitim kurumlarının listelerinin düzenlenmesi, Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde kurulan uzlaştırma bürolarının çalışma usul ve esasları, uzlaştırma teklifi ile müzakere usulü, uzlaştırma anlaşması ve raporda yer alacak konular ile uygulamaya dair diğer hususlara ilişkin usul ve esasların, Adalet Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.

5271 sayılı CMK’nın 243. maddesinde “Katılan, vazgeçerse veya ölürse katılma hükümsüz kalır. Mirasçılar, katılanın haklarını takip etmek üzere davaya katılabilirler. ” şeklindeki düzenlemeye yer verilmiştir.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 2016/11883 E.-2017/4062 K. Sayılı ve 12.04.2017 tarihli kararında; Yargıtay bozma kararına uyulmasına rağmen, bozma gereği olan uzlaştırma işleminin CMK.nun 253. maddesindeki usule uygun yerine getirilmediği katılan Yaşar Kaya’nın 30.10.2014 tarihinde vefat etmesi sebebiyle katılanın mirasçılarıyla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaşma girişiminde bulunulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedeni yapılmıştır.

İncelenen dosyada mağdur … yargılama sırasında şikayetçi olmamış ve bu nedenle de katılan sıfatını almamıştır. Mağdur 29/11/2012 tarihinde vefat etmiştir.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;

Uzlaşma, şikayet hakkı ve davaya katılma hakkı gibi kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Bu haklar sadece suçtan zarar gören kişi tarafından kullanılabilir. Bu hakların, mal varlığına ilişkin haklardan olmaması nedeniyle mirasçılara geçmesi ya da başkasına devredilmesi mümkün değildir. Kanun koyucunun, suçtan zarar gören kişi dışındakiler tarafından bu hakların kullanılabileceğini düzenlediği durumlarda, bu hakların kanunda belirtilen kişilere geçmesi mümkün olacaktır. Örneğin kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olan şikayet hakkı ile ilgili olarak hakaret suçu yönünden, TCK’nın 131. maddesinin ikinci fıkrasında mağdurun, şikayet etmeden önce ölmesi halinde ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikayette bulunulabileceği, yine kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olan katılma hakkı ile ilgili olarak da CMK’nın 243. maddesinde katılan ölürse katılmanın hükümsüz kalacağı ancak mirasçılarının, katılanın haklarını takip etmek üzere davaya katılabilecekleri belirtilmiştir. Uzlaşma hakkı da ancak kanuni düzenleme olması halinde mirasçılara geçebilecektir.

CMK’nın 243. maddesindeki düzenlemeden kanun koyucunun, katılanın ölmesi durumunda mirasçılarının, davaya katılanın haklarını takip etmek üzere katılmasını murad ettiği anlaşılmaktadır. Mirasçılar, miras bırakanın davaya katılmış olması koşuluyla miras bırakanın haklarını takip edebileceklerdir. Davaya katılmayan ve daha sonra ölen mağdurun mirasçılarına davaya katılma hakkı tanınmadığı nazara alındığında bu mirasçıların, ölen mağdurun haklarını takip etmeleri de mümkün değildir. Ayrıca somut olayda; CMK’nın 253/6. maddesinde başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanuni temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturmanın sonuçlandırılacağı şeklindeki düzenleme ve mağdurun kovuşturma aşamasında şikayetçi olmadığını beyan ettiği gözetildiğinde, davaya katılma hakkı bulunmayan mağdurun yasal mirasçılarının da mağdurun haklarını takip etmek üzere davaya katılamayacakları ve uzlaşma hükümlerinin mağdurun yasal mirasçıları ile sanık arasında yapılamayacağı anlaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, mağdur …’nın davaya katılmaması karşısında, mirasçılarıyla sanık arasında uzlaştırma yapılması kanunen mümkün değildir. Uzlaştırma bürosunca mağdurun ölmesi nedeniyle uzlaşma sağlanamadığı gerekçesiyle dosyanın iade edilmesi üzerine, infazın kaldığı yerden devamına ilişkin Mustafakemalpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/04/2017 tarihli ve 2010/51 esas, 2011/31 karar sayılı ek kararına yapılan itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, itirazın kabulüyle anılan ek kararın kaldırılmasına ilişkin mercii Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/05/2017 tarihli ve 2017/602 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.

IV- Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle,

Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden mercii Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/05/2017 tarihli ve 2017/602 Değişik İş sayı ile verilip kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre, sonraki işlemlerin, CMK’nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 30.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


KATILANIN ÖLMESİ DURUMUNDA UZLAŞMA TEKLİFİ TÜM MİRASÇILARI TARAFINDAN KABUL EDİLMELİDİR.

4. Ceza Dairesi         2022/12033 E.  ,  2022/20638 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit

KARAR
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca tebligatın, öncelikle muhatabın beyan ettiği en son adrese MERNİS şerhi olmadan yapılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre MERNİS şerhi bulunan tebligatın bu adrese yapılmasında zorunluluk bulunduğu, buna karşın sanık ...'in son beyan ettiği adresine çıkarılan uzlaşma teklifinin muhatabın taşındığı gerekçesiyle merciine iade edilmesinin üzerine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca tamamlanmaması ve katılan ...'ün 31/01/2016 tarihinde öldüğü, yasal mirasçılarından eşi ...'ün uzlaşma teklifini kabul ettiği ancak diğer yasal mirasçılarına uzlaştırma teklifinin yapılmadığının anlaşılması karşısında, 15 yaşını ikmal eden diğer yasal mirasçılar yönünden de CMK'nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- 17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesiyle değişik CMK'nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, CMK'ya 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14/01/2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 sayılı kararıyla "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa'nın 38. maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve CMK'nın 251/1. maddesi kapsamına giren suç yönünden; Anayasa'nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nın 7 ve CMK'nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirdiğinden, sanık ...'in temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayıp sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


DERLEYEN: SERKAN HORUZ

serkanhoruz.blogspot.com


Kaynak: Izmır Uzlaştırma Bürosu Savcısı, Mustafa YAĞIZ,  facebook sayfası Uzlaştırma 2018 sayfasından faydalanılmıştır.